16. Hukuk Dairesi 2016/18191 E. , 2020/2005 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., .... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1997 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında nehir yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın tescil harici olarak bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar davacının 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak, hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmış olup, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlara komşu taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi, usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı, kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. Ayni haklar mutlak nitelikte olup yasal bir kısıtlama olmadıkça her zaman herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanununda, gerekse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olduğuna göre TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte husumet yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazineye karşı açılmış, bilahare yasal hasım konumundaki ...davaya dahil edilmişse de; hükümden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu... Büyükşehir Belediyesi"nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmesi nedeniyle ilgili Kamu Tüzel Kişiliği olarak yasal hasım sıfatını kazanan... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davada taraf olmamıştır. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi isabetsizdir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı tarafa, davasını yasal hasım konumundaki... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na da yöneltmesi için süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde Büyükşehir Belediyesinden de savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince zorunlu bulunan yasal ilanlar da yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek taraf teşkili sağlanmaksızın dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.