22. Hukuk Dairesi 2017/19710 E. , 2019/2393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılarından ...’ne Araştırma Hastanesinde değişen alt işverenler bünyesinde temizlik elemanı olarak çalıştığını, diğer davalı şirket ile ... arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı sebebiyle feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... Temizlik Yemek Özel Güvenlik Hizmetleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının işyerindeki çalışmasının kesintisiz olmadığını, davalı şirketin sorumluluğunun davacının şirket bünyesinde çalıştığı süre ile sınırlı olması gerektiğini, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle sona erdiğini, davacının işe dönmesi için yapılan ihtara rağmen işyerine dönmediğini, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi ile sözleşmenin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta davacı iş sözleşmesinin ‘işçilik haklarını talep etmesi sebebiyle’ davalı işveren tarafından 07.10.2014 tarihinde feshedildiğini ileri sürmüş; davalı işveren ise bir kısım devamsızlık tutanakları ile davacının işe dönmesi ihtarını içeren 21.10.2014 tarihli ihtarnameyi sunarak, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun iş hukuku ilkelerine uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetlemeye elverişli olduğu, bu bakımdan hükme esas alınabileceği ifade edildikten sonra, “iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti işverene ait olduğu gözetildiğinde feshin işveren tarafından yapıldığı ve haksız olduğu kanaatine varılmıştır” şeklindeki yetersiz gerekçe ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Ne var ki, hükme esas alındığı bildirilen bilirkişi raporunda, davacının (17/09/2014-03/10/2014 tarihleri arasında) yıllık izinde iken 02/10/2014 tarihinde bir başka işyerinde işe başladığı, bu sebeple aslında izin bitimi olan ve işe başlaması gereken 04/10/2014 tarihinde başka işyerinde çalışması sebebiyle işe başlamadığının sabit olduğu, bu itibarla kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı ifade edilmiştir. Şüphesiz, bilirkişi raporu diğer deliller ile birlikte hakim tarafından serbestçe değerlendirilir (HMK m. 282). Ancak mahkemece bir taraftan farklı gerekçe içeren bilirkişi raporuna itibar edilmesi, diğer taraftan iş sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiği kanaatine varılması açık bir çelişki oluşturmaktadır.
Dosya kapsamına göre davacı taraf, işvereni fazla çalışma alacaklarının ödenmemesi sebebi ile Türkiye İş Kurumuna şikayet ettiklerini ileri sürmüş olup, mahkemece bu konu ile ilgili herhangi bir değerlendirme de yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, taraflar arasında fesih hususu açıkça tartışmalıdır. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamında bulunan delillerin yönetimince değerlendirilmediği, tartışılmadığı ve tarafların hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır. Fesih noktasında yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, yetersiz ve çelişkili gerekçe ile hüküm verilmesi yerinde değildir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Aynı şekilde hafta tatili alacağı yönünden de hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının husumetli olduğu ayrıca teknik şartnamede hafta tatili ile ilgili düzenleme bulunmadığı, üçlü vardiya esasına göre çalışan davacının işin niteliği itibariyle vardiya değişiminde mutlaka hafta tatili kullanmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, mahkemece aksi kanaat oluşması halinde tanık beyanları doğrultusunda davacının ayda iki haftada bir hafta tatilinde çalıştığı benimsenerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun iş hukuku ilkelerine uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetlemeye elverişli olduğu, bu bakımdan hükme esas alınabileceği ifade edildikten sonra, davacının hafta tatili alacağı talebinin hangi gerekçe ile kabul edildiğinin kararda belirtilmemesi bozma sebebidir.
Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 05.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.