Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2338 Esas 2009/4471 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/2338
Karar No: 2009/4471
Karar Tarihi: 13.4.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2338 Esas 2009/4471 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Tapuda davalı adına kayıtlı olan 2150 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddia edilerek tapu kaydının iptali istenmiştir. Mahkeme, çekişmeli taşınmazın keşfen saptanan kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalının temyiz başvurusu sonrasında yapılan incelemeler sonucunda, 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12. maddesi gereğince belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği tespit edilmiştir. Yapılan yasal düzenlemeler karşısında davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Anayasa'nın 43. maddesi
- 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12. Maddesi (3. Fıkra ve Geçici 10. Madde)
- 5841 Sayılı Kanun'un 2. ve 3. Maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2009/2338 E.  ,  2009/4471 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : KOCAELİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/11/2007
    NUMARASI : 2006/43-2007/445

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, tapuda davalı adına kayıtlı 2150 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın keşfen saptanan kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle; davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.                                    
      Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisi  içerisinde kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin  kütükten  terkini  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan  delillere göre; çekişme  konusu taşınmazın  kadastro  tespitinin 17.9.1980  tarihinde yapıldığı, 31.3.1981 de  kesinleştiği ve davanın  27.12.2005. tarihinde açıldığı  anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar nizalı  taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde  kalan bölümü devletin hüküm ve  tasarrufu  altında ve kamu malı niteliğinde  özel  mülkiyete  konu olamayacak  (Anayasanın 43, 3402 Sayılı  Kadastro Yasasının 16/C  maddesi gereğince  )  yerlerden  olduğu  keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009  tarihinde  kabul edilip 14.3.2009  tarihinde yürürlüğe giren  5841 Sayılı Yasanın 2.  maddesi ile  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinin 3. Fıkrasına  eklenen  " bu hüküm iddia ve taşınmazın  niteliğine  yahut  Devlet ve  diğer kamu tüzel kişileri  dahil  tarafların sıfatına  bakılmaksızın  uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin  " bu kanunun 12.  maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve  tasarrufu altında  olduğu iddası  ile yürürlük  tarihinden önce  açılmış ve  henüz kesin   hükme  bağlanmamış olan davalarda  dahi  uygulanır"  şeklindeki  hükmü  gözetildiğinde  kadastro  tespitinin  kesinleştiği tarih olan  31.3.1981 ile davanın açıldığı tarih  arasında  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinde  sözü edilen  10 yıllık  hak düşürücü sürenin  geçmiş  olduğu sabittir.
    Bilindiği üzere, hak düşürücü süre  olumsuz dava şartlarından olup kamu düzeni ile ilgilidir.Mahkemece davanın her aşamasında res"en gözetilmesi gerekli bir kuraldır.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal  düzenlemeler karşısında davanın  hak düşürücü süreden  dolayı  reddine karar verilmesi  için karar bozulmalıdır.
    Öyleyse davalının tüm temyiz  itirazları yerindedir.Kabulü ile  hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.  maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.4.2009 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.