Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/2571
Karar No: 2009/4369

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2571 Esas 2009/4369 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, kadastro kayıtlarına dayanarak kendisine ait olduğunu iddia ettiği taşınmazın davacı tarafından tapu kaydının iptali ve hazine adına tescili istemiyle açılan davada, mahkeme taşınmazın bir bölümünün kamu malı niteliğinde olduğunu ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Davalılar H. ve H. kanun değişikliğinin kesin hüküm halini almamış davalara da uygulanacağına dair yasal düzenlemelere değinerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz etmişlerdir. Bu nedenle temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Anayasanın 43, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi, 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi, 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen \"bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır\" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. madde.
1. Hukuk Dairesi         2009/2571 E.  ,  2009/4369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/05/2008
    NUMARASI : 2005/132-2008/174

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kadastro çalışmaları sırasında 787 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına istinaden davalı adına tespitle tescil edildiğini, dayanak tapu kaydının gayri sabit hudutlu olup miktar fazlasının da davalı adına yazıldığını, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında ve bataklık sazlık nitelikli devletin hüküm ve tasarrufu atındaki yerlerden olduğunu ileri sürüp tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iddiaların doğru bulunmadığını,1957 yılında kadastro ile adına tescil edilen taşınmazı yıllardır kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının miktar fazlası olarak davalı adına tescil edildiği,1952 yılından sonra bataklık nitelikli yerlerin zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı ve bir kısım dahili davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.         
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme  konusu taşınmazın  kadastro  tespitinin 26.08.1953 tarihinde yapıldığı, 21.03.1958"de kesinleştiği ve davanın 28.04.2005 tarihinde açıldığı  anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar nizalı  taşınmazın tapu kaydının miktar fazlası olan bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak  (Anayasanın 43, 3402 sayılı  Kadastro Yasasının 16/C  maddesi gereğince) yerlerden  olduğu  keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009  tarihinde  kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren  5841 Sayılı Yasanın 2.  maddesi ile  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinin 3. fıkrasına  eklenen  "bu hüküm iddia ve taşınmazın  niteliğine  yahut  Devlet ve  diğer kamu tüzel kişileri  dahil  tarafların sıfatına  bakılmaksızın  uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin  "bu kanunun 12.  maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır"  şeklindeki  hükmü  gözetildiğinde  kadastro  tespitinin  kesinleştiği tarih olan 21.03.1958 tarihi ile davanın açıldığı tarih  arasında  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinde  sözü edilen  10 yıllık  hak düşürücü sürenin  geçmiş  olduğu sabittir. O halde, davacının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. 
    Bilindiği üzere, hak düşürücü süre olumsuz dava şartlarından olup kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece, davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekli bir kuraldır. Kaldı ki, 5841 Sayılı Yasa ile getirilen değişikliklerin kesin hüküm halini almamış davalara da uygulanacağı öngörülmüştür.Davalılar H.ve H."in temyiz itirazlarına gelince; yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
    Öyleyse, davalılar H. ve H."in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  09.04.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi