20. Hukuk Dairesi 2015/2643 E. , 2015/11117 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kaş Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2014
NUMARASI : 2010/8-2014/70
DAVACI : Hazine
DAVALI : R.. A..
BİR.DOS.DAVALISI: F.. T..
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında İkizce köyü 174 ada 37 ve 38 parsel sayılı sırasıyla 1081 m2 ve 2727 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık, kayalık ve çalılık olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parsellerin 37/A (462 m2) ve 38/A (2312 m2) bölümlerinin orman niteliği ile Hazine adına, (B) bölümlerinin davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı Hazine tarafından (B) bölümlere yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/04/2009 tarih ve 2009/3320 E. - 6046 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmazların (B) işaretli bölümlerinin 1941 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı ve eski tarihli resmî belgelerde de orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulları yeterince araştırılmamıştır. Davacı Hazine, taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacak devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, temyize konu taşınmazların yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının da araştırılması ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması halinde kesinleşen orman sınırı dışında kalan taşınmazlara yönelik Hazinenin davasının kabul edilmesi gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, 174 ada 37 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile dosya arasında mevcut teknik bilirkişilerin 12.05.2008 havale tarihli raorlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 462,16 m2"lik kısmın ifrazı ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline (bu parsele ilişkin kesinleşen hüküm fıkrası infazda tereddüt oluşturmamak için ve bir bütün halinde olması bakımından tekraren yazdırılmıştır), anılan rapora ekli kerokide (37/B) ile gösterilen bakiye 619,69 m2"lik kısmın tarla vasfıyla tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 174 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile dosya arasında mevcut teknik bilirkişilerin 12.05.2008 havale tarihli raorlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2312,24 m2"lik kısmın ifrazı ile orman vasfıyla davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline (bu parsele ilişkin kesinleşen hüküm fıkrası infazda tereddüt oluşturmamak için ve bir bütün halinde olması bakımından tekraren yazdırılmıştır), anılan rapora ekli krokide (38/B) ile gösterilen bakiye 414,98 m2"lik kısmın tarla vasfıyla tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm davacı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 10.01.2001 tarihinde ilan edilip dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın temyize konu (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.