19. Hukuk Dairesi 2016/17642 E. , 2018/2199 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vek. Av. ... ile davalı Orman Genel Müdürlüğü vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.03.2015 gün ve 2015/59Esas – 2015/257 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 13.04.2016 gün ve 2015/16868 Esas – 2016/6558 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/492 esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine 42.841,76 TL asıl alacak, 2.971,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.812,82 TL"lik icra takibi başlatıldığını, davacının davalıdan 8.500,00 TL kredi aldığını ve geçmiş taksitlerin ödendiğini, 2013 yılı taksiti olarak 2.841,76 TL borcu bulunduğunun belirtildiğini, bunun da vadesinin gelmediğini ileri sürerek, 2.841,76 TL borç dışında toplam 45.812,82 TL borçlu olmadığının tespitine, % 40 oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kurumdan süt koyunculuğu kredisi aldığını, 2012 yılına kadar kredi taksitlerini ödediğini, 2012 yılı taksitini ise ödemediğini, sözleşmede ödenecek miktar ve son tarihin belirlendiğini, 30/04/2013 tarihinde ana para olarak 2.841,76 TL, 2.971,06 TL gecikme faizi toplam 5.812,82 TL olarak icra müdürlüğünün 2013/492 esas sayılı dosyası ile takip talebinde bulundukları halde takip talebinde belirtilen miktarın yanına 4 rakamı getirilmek suretiyle icra müdürlüğünün sehven yanlış doldurduğunu, borçlunun haricen haberdar etmesi ile icra müdürlüğünden resmi bir belge gelmeden yanlışlığı bildirir dilekçe yazdıklarını, müdürlüğün de 25/06/2013 tarihinde tensip tutanağı tuttuğunu, kendilerinin kötüniyetli olmadıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalının takip talebinde ve davacıya tebliğ edilen ödeme emrinde asıl borcun ve toplam alacağın davalının da kabulünde olduğu üzere yanlış yazıldığı ve hale göre davacının davalıya 45.812,82 TL toplam borcunun bulunmadığı, ancak davalının icra müdürlüğüne 24/06/2013 tarihinde yazı ile başvurarak asıl alacak, işlemiş faiz ve toplam alacağı düzelttiği, davacının da kalan borcunu ödemiş olması sebebiyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davada asıl talebe ilişkin karar verilmesine yer olmadığına; davacının kötü niyetinin bulunmadığı gerekçesiyle icra inkar tazminat talebinin reddine; davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15/05/2014 tarihli 2014/5684Es, 2014/9285 Karar sayılı ilamı ile “Dava icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup davalının temyizi yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkindir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesi uyarınca anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece söz konusu hüküm gözetilmeksizin vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde olmayıp, dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek yargılama gideri ve taraflara hükmedilecek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, takipteki miktarın düzeltilmesi için verilen dilekçe tarihi, dava tarihi, ön inceleme tarihi ve davacının son taksiti ödeme tarihleri dikkate alındığında taraflar arasındaki mahkememizin 2013/387-725 esas ve karar sayılı kararı ile davanın konusuz kaldığına dair verilen kararda, taraflar arasındaki anlaşmazlığın ön inceleme duruşma tutanağının imzalanmasından önce giderildiği anlaşılmakla Yargıtay 19. HD"nin bozma ilamı, AAÜT"nın 6. maddesi gereğince hesaplanan tarife hükümleri gereğince hesaplanan vekalet ücretinin yarısının davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, dava tarihinin 11.06.2013 tarihi olması bu tarihin icra müdürlüğüne hatanın düzeltilmesi için verilen dilekçe tarihinden ve ödeme emrinin tebliği tarihinden daha önce olması, davacının dava tarihi itibari ile davalıya düzeltilmeden önceki ödeme emrinde belirtilen 45.812,82 TL. borcunun olmaması, bu şekilde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava tarihi itibari ile davacının haklı olması sebepleri ile yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle mahkemenin 2013/387 - 725 Esas-Karar sayılı kararı ile verilen kararın temyiz edilmeden kesinleşmiş olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13/04/2016 tarihli 2015/1686 Esas, 2016/6568 Karar sayılı ilamı ile hüküm onanmıştır. Bu karara karşı davalı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
Dava menfi tespit davasıdır. Yerel mahkemece verilen ilk kararda davacı tarafından dava tarihinden sonra davalıya yapılan ödemeden dolayı davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Dairemizin 15/05/2014 tarihli 2014/5684-2014/9285 Esas-Karar sayılı bozma kararında tarafların dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek tarafların yargılama ve vekalet ücreti yönünden sorumluluklarının belirlenmesi gerekirken bu konuda herhangi bir karar verilmemesi bozma sebebi yapılmıştır. Yerel mahkemece bozmaya uyulduktan sonra verilen 05/03/2014 tarihli 2015/59 E, 2015/257 K.sayılı kararda Dairemizce bozulan ilk kararın temyiz edilmeden kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve ayrıca davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Yerel mahkemenin bu kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş Dairemizce 13/04/2016 tarihli 2015/1686 Esas, 2016/6568 Karar sayılı ilamla yerel mahkeme kararı onanmıştır. Dairemizce verilen ilk bozma kararında yerel mahkemenin davanın konusuz kalmasına ilişkin hükmü bozma sebebi yapılmamış ise de yerel mahkeme kararı şeklen bozulmuş, ortada hukuken geçerli bir karar kalmamıştır. Bu bakımdan mahkemece verilen 05/03/2014 tarihli kararın birinci bendinde Dairemizce bozma sebebi yapılmayan ilk hüküm gibi yeniden “davanın konusuz kalması nedeniyle işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu hususun bozma sebebi yapılması gerekmiştir.
Bu durumda yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması ve sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken onandığı anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 13/04/2016 tarihli 2015/16865 Esas ve 2016/6568 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03/04/2016 tarihli 2015/16865 Esas ve 2016/6568 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, evvelce alınan onama harçlarının talepleri halinde davacı ve davalıya ve karar düzeltme harcının talebi halinde davalıya iadesine, 18/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.