Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10328
Karar No: 2021/10653
Karar Tarihi: 01.11.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/10328 Esas 2021/10653 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/10328 E.  ,  2021/10653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile imzaladığı taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesinde teslim tarihinin 31/10/1999 olarak kararlaştırıldığını, evin bedelinin peşin olarak ödendiğini, 30/11/1999 tarihli noter ihtarı ile yapımı devam eden inşaatta tespit edilen eksik ve kusurlu işleri davalıya bildirdiğini, yine sözleşmedeki aylık 500 USD cezayı talep ettiğini, evin 19 ay 22 gün gecikme ile teslim edildiğini, evi tüm haklarını saklı tutarak teslim aldığını, 11/07/2001 tarihinde eksik ve kusurlu işlerin tespiti için mahkemeye başvurduğunu, tarafların sözleşmedeki şart nedeni ile hakeme başvurduklarını, hakem heyeti kararının Yargıtay tarafından bozulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre hükme bağlanmış olan cezai şart alacağının 9.867 USD olduğunu, bu bedele dava tarihine kadar faiz işletilmesi, cezai şartı aşan kira alacağı ile ayıplı ve eksik iş bedellerinin talep edilmesi gerektiğini, dava tarihine göre bu bedellerin talep edilmesinin mümkün olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000 USD cezai şart bedelinin, cezai şartı aşan kira kaybı nedeni ile şimdilik 2.000 USD"nin, ayıp ve eksik işler nedeni ile 1.000 TL"nin teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini karar verilmesini talep etmiş; 30/10/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile cezai şart alacağı talebini 8.617 USD, cezai şartı aşan kira kaybı alacağını 7.743,3 USD, eksik işler karşılığı alacağını 8.282 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı; asıl davanın reddini dilemiş, birleşen davasında; satış bedeli için davacı tarafça ödenmesi gereken KDV alacağı ve faizine ilişkin başlatmış olduğu icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davalı/birleşen davada davacı tarafın temyizi üzerine,Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01/04/2019 tarihli ve 2016/27259 E. 2019/4311 K. sayılı kararıyla ‘’birleşen itirazın iptali davası ile ilgili hüküm başlığında bir bilginin yer almadığı, bunun dışında gerekçeli kararın hüküm fıkrasında birleşen davanın reddine karar verilmekle birlikte gerekçede birleşen davanın neden reddedildiğine dair açıklamada bulunulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, her ne kadar 4077 sayılı kanunun 4. maddesinde konut satışlarında zamanaşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabileceği, ancak taşınmazın 23/06/2001 tarihinde teslim alındığı, davanın ise 15/02/2007 tarihinde açıldığı anlaşıldığından ayıp iddiasına dayalı taleplerin zamanaşımına uğradığı; birleşen dava yönünden ise, taraflar arasındaki sözleşmede villanın satış fiyatının belirlendiği, satış fiyatına KDV"nin dahil olup olmadığının açıklanmadığı, ancak iskan harçları, tapu alım satım harçları, kat mülkiyetine geçiş masraf ve harçlarının alıcı ya da satıcıya ait olduğunun sözleşme maddelerinde ayrı ayrı belirtilmiş olmasına rağmen KDV hakkında bir madde bulunmaması ve 6/F maddesinde teklif mektubunun kabul tarihinden sonra getirtilecek her türlü vergi, resim ve harçların yasal mükellefiyet esasına göre taraflarca ödeneceğinin belirtilmiş olması, teklif mektubunun kabul tarihi sözleşme tarihinde KDV Kanununun yürürlükte olduğu, başka bir anlatımla KDV"nin sonradan getirtilmiş bir vergi olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde anılan Kanun"un 8. maddesi hükmüne göre KDV"nin satış bedeline dahil olduğu ve alıcıdan ayrıca talep edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Davalı birleşen dava davacısının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı birleşen dosya davacısının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA karar verilmiştir.
    2-Davacı birleşen dosya davalısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Asıl dava, davacının davalıdan satın aldığı konutun geç tesliminden kaynaklı cezai şart, cezai şartı aşan kira kaybı ve eksik işlerden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
    Eldeki dava bakımından ‘’zamanaşımının kesilmesi’’ kavramının bu aşamada açıklanması gerekmektedir.
    Somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı BK) 133/2’nci [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı TBK) 154/2’nci] maddesi gereğince; alacaklı dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı kesilir. Ancak, 818 sayılı BK’nın 135/1’inci (6098 sayılı TBK’nın 156/1’inci) maddesi gereğince; zamanaşımının kesilmesiyle kesilme tarihinden başlayarak yeni bir süre işlemeye başlar.
    Dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, davanın devamı süresinde taraflardan birinin yargılamaya ilişkin her bir işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır [818 sayılı BK, m. 136/1 (6098 sayılı TBK, m. 157/1)](YHGK’nun 17/10/2019 tarih 2017/11-11 E. 2019/1071 K. sayılı kararı)
    Gerçekten 818 sayılı BK. md. 133/b.2 hükmüne göre, alacaklının hakem huzurunda dava açması zamanaşımını kesecektir. Alacaklının hakem huzunda dava açması ile zamanaşımı kesileceğinden, zamanaşımının kesilme tarihinin belirlenmesi açısından davanın hakem huzurunda ne zaman açılmış olduğunun tespiti de son derece önemlidir.
    Hakem mahkemesi huzurunda davanın açılmış sayılacağı tarih HUMK. md.523 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:
    "Tahkim davası, hakemlerin tayini için mahkemeye müracaat edildiği ve eğer mukavele mucibince hakemlerin tayini iki tarafa aitse müddei hakemini intihap edip kendi hakemini intihap etmesi hususunu hasmına tebliğ eylediği tarihte ikame edilmiş addolunur".
    Hükümden de anlaşılacağı üzere, tarafların arasındaki sözleşmeye göre hakemler mahkeme tarafından seçilecekse, dava, hakemlerin tayini için mahkemeye başvurulduğu tarihte; hakemlerin tayini taraflara aitse davacının hakemini seçip davalıya hakemini seçmesini tebliğ ettiği tarihte açılmış sayılır. (Türk Borçlar Kanununa göre zamanaşımı, ... ... Üniversitesi yükseklisans tezi, Prof.Dr.İlhan Helvacı,2009 yılı).
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; her ne kadar mahkemece taşınmazın 23/06/2001 tarihinde teslim alındığı, davanın ise 15/02/2007 tarihinde açıldığı anlaşıldığından ayıp iddiasına dayalı taleplerin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında yer alan taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesinin 10/1. maddesinde "... ile alıcı arasında doğacak ihtilaflar hakem usulü ile halledilecektir. ... ve alıcı bir şahsın hakemliğinde birleşirlerse o şahıs hakem olacak, aksi takdirde ... ve alıcı birer hakem tayin edecek ve üçüncü hakemi ... Asliye Ticaret Mahkemesi seçecektir." denilmekte olup, davacı 11/07/2001 tarihinde delil tespiti talebinde bulunduktan sonra bu madde uyarınca 01/02/2002 tarihinde ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinden hakem tayini talebinde bulunmuştur.Davacı, 11/09/2001 ve 22/01/2002 tarihli ihtarnameler ile kendisi adına seçilen hakemin sağlık sorunları nedeniyle yerine başka bir kişinin seçildiğinin tarafına bildirildiğini belirtip üçüncü hakemin mahkemece seçilmesini istemiş, davacının bu talebi üzerine mahkemece 02/05/2002 tarihli karar ile HUMK’nın 520. maddesi gereği üçüncü hakem tayin edilmiştir.Bundan sonra ise, hakem kurulunca 29/11/2004 tarihli karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine ise, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 18/01/2006 tarihli ve 2005/5778 E. 2006/93 K. sayılı kararı ile hakem kurul kararı bozulmuş, bozma ilamı sonrasında ise, ... 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/02/2006 tarihli kararı ile esasın kapatılmasına karar verilmiştir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında; davacı tarafça dava konusu konutun teslim alındığı 23/06/2001 tarihinden sonra 30 günlük ihbar süresi içinde 11/07/2001 tarihinde delil tespit talebinde bulunduğu, bundan sonra ise aralarındaki sözleşmenin 10/1 maddesi uyarınca hakeme başvuruda bulunduğu, dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 133/2 maddesi gereğince hakeme başvuru nedeniyle zamanaşımının kesildiği,zamanaşımının kesilmesinin hakem kararı ile ilgili sürecin sona erdiği ... 11.Asliye Ticaret mahkemesinin 07/02/2006 tarihli esasın kapatılması kararına kadar devam edeceği, bu tarihten itibaren ise dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 135. maddesi uyarınca
    yeniden 5 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı da dikkate alındığında davanın zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla mahkemece; işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, asıl davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, davalı birleşen dava davacı vekilinin birleşen davaya yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA, 64,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı birleşen dosya davalısına yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı birleşen dosya davalısına iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi