10. Hukuk Dairesi 2015/2944 E. , 2016/6108 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 22.08.2008 tarihli İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi"nin raporu ile her iki el bileğinde mesleki tenosinovit hastalığı tanısı konulan sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalı işverenlerden 506 sayılı Yasa"nın 26 maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
506 sayılı Yasanın 11/B. maddesinde; "" Meslek hastalığı, sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleridir.
Bu kanuna göre tespit edilmiş olan hastalıklar listesi dışında her hangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması üzerinde çıkabilecek uyuşmazlıklar, sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"nca karara bağlanır." düzenlemesi öngörülmektedir.
506 sayılı Kanunun 26/1 maddesinde ise, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan ...Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davalı işveren sigotalının, kendisine ait işyerinde çalışmaya başlamadan önce de benzeri işleri yaptığı, ayrıca sigortalının kendi bünyesinden kaynaklanan arazlar ile mevcut kanser hastalığının de meslek hastalığı üzerinde etkili olduğu savunmasında bulunduğu, sigorta hizmet cetveline göre; sigortalının 01.04.1988 ile 30.11.1996 tarihleri arasında, dava dışı giyim imalat
işyerinde çalıştığı, meslek hastalığı nedeniyle soruşturma yapan iş müfettişi tarafından düzenlenen raporda; söz konusu çalışmaların üzerinden...nde öngörülen yükümlülük süresi geçmekle, önceki işyerinin sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmişse de; önceki işverenin meslek hastalığının meydana gelmesinde sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve yükümlülük süresinin uzatılmasının gerekip gerekmediği, meslek hastalığının oluşumunda sigortalının kendisinden kaynaklanan arazların (özellikle kanser hastalığı ve bünyesel diğer koşullar) etkili olup olmadığı konularında 5510 Sayılı Kanun"un 58 ve 95. maddelerinde öngörülen prosedür uyarınca rapor alınması gerektiği gözetilmemiştir.
Bu kapsamda; davalı Kurum nezdinde bulunan tüm sağlık raporlarının temini ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, diğer ilgilileri bağlamayacağı gözetilerek itiraz halinde Adli Tıp Kurumundan rapor alınmalı, çelişki oluşması halinde ise Adli Tıp Genel Kurulu"ndan rapor alınarak saptandıktan sonra; meslek hastalığının oluşumunda işverenlerin kusur payı; aralarında sigortalıda oluşan meslek hastalığı konusunda uzman doktor bilirkişinin de bulunacağı ehil bilirkişi heyeti marifetiyle saptanmalıdır. Meslek hastalığına dayalı rücuen tazminat davalarında; aynı nitelikte başka başka işyerlerinde çalışma halinde, her bir işverenin kusuru ayrı ayrı belirlenmeli, her bir işverenin meslek hastalığının oluşumuna, farklı tarihlerde, farklı yerlerde, birbirleriyle irtibatlı olmaksızın katkılarının bulunmaları nedeniyle, sadece kendi kusur oranlarına isabet eden zarar miktarından sorumlu olacakları gözönünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.