Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5179
Karar No: 2019/596

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5179 Esas 2019/596 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/5179 E.  ,  2019/596 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davanın tüm taraflarınca istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 23.05.2013 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin murisinin maliki olduğu; ... ilçesi, ... köyü 179 ve 198 parsel sayılı taşınmazların ... sınırları içinde kaldıkları gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiklerini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 5.000 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Birleşen dava davacıları ... ve arkadaşları vekili; asıl davadaki iddiaları ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 5.000 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Daha sonra asıl ve birleşen davanın davacıları vekili 13.04.2015 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesi ile toplam 3.609.400 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalılar vekili; davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davanın kabulüne,
    a) Dava konusu 198 parsel ile ilgili olarak ... için 783,850 TL. ... için, 293,944 TL, ... için 293,944 TL, ... için 293,944 TL, ... için 293,944 TL, ... ... için 293,944 TL, ... varislerinden ... için 73,486 TL, ... için 73.486 TL, ... için 73.486 TL, ... için 73.746 TL, ... varislerinden ... için 73.486 TL, ... için 110.229 TL, ... için 110.229 TL, ..., ... varislerinden ... için 146.972 TL, ... için 73.486 TL, ... için ...624,50 TL, ... için 3.936,75 TL, ... için 3.936,75 TL, ... için ...624,50 TL, ... için 2624,50 TL, ... ... için ...624,50 TL, ... için ...624,50 TL, ... ... için 10.498,00 TL, ... ... için 10.498TL, ... ... için 10.498,00 TL, ... için 10.498,00 TL ... ... için 10.498,00 TL ile;
    b- Dava konusu 179 nolu parsel ile ilgili olarak ... için 118,500 TL, ... için 44.438 TL, ... için 44.438 TL, ... için 44.438 TL, ... için 44.438 TL, ... ... için 44.438 TL, ... varislerinden ... için 11.110 TL, ... için 11.110 TL, ... için 11.110 TL, ... için 11.110 TL, ... varislerinden ... için 11.110 TL, ... için 16.664 TL, ... için 16.664 TL, ..., ... varislerinden ... için 22.219 TL, ... için 11.109,50 TL, ... için 396,70 TL, ... için 595,15 TL, ... için 595,15 TL, ... için 396,70 TL, ... için 396,70 TL, ... ... için 396,70 ... için 396,70 TL, ... ... için 716,60 TL, ... ... için 716,60 TL, ... ... için 716,60 TL, ... için 716,60 TL, ... ... için 716,60 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davanın tüm taraflarınca temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    1968 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... ilçesi, ... köyü 179 ve 198 parsel sayılı sırasıyla 6.000m2-51.400m2 yüzölçümündeki taşınmazların 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca oluşan tapu kayıtları uygulanarak davacıların murisi ... adına tespit ve tescil edildiği, ... Yönetimi tarafından açılan davalar üzerine ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/306 E. -2012/99 K. sayılı ilamıyla 179 parselin ... tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ... niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/250 E. -2011/77 K. sayılı ilamıyla 198 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen ... tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ... niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin 17.07.2013 tarihinde kesinleştiği, her iki parselin beyanlar hanesine “İski İdaresince kamulaştırma kararı alınmıştır” şerhinin 22.04.1998 tarihinde konulduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/...-383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/...-349 E. - 2010/318 K sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, tapu işlemleri kadastro tesbit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğününün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Bu işlemler nedeniyle zarar görenler, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince, zararlarının tazmini için ... aleyhine adlî yargıda dava açabilirler.
    Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup ... Yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından ... Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi birleştirme kararı verilse dahi her bir dava bağımsız dava olma özelliğini korumaktadır. Bu nedenle asıl ve birleştirilen davaların her biri yönünden 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesine uygun şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Bunun yanı sıra; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazların niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır.
    Ancak tazminat istemine konu taşınmazların beyanlar hanesine “İski İdaresince kamulaştırma kararı alınmıştır” şerhinin 22.04.1998 tarihinde konulduğu halde, mahkemece taşınmazların kısmen veya tamamen kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği yönünde araştırma yapılmadan bilirkişilerce belirlenen tazminat miktarının doğruluğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, bilirkişi incelemesiyle tapu maliklerinden Hüsniye ... mirasçılarına isabet eden tazminat miktarından da daha az miktara hükmedilmiştir.
    Tapusu iptal edilen taşınmazların uygulama imar planı dışında, belediye sınırları içerisinde olduğu, rapor ekindeki fotoğraflardan etrafının meskun olmadığı bu sebeple arazi niteliğinde bulunduğu kabul edilerek hüküm kurulmasında isabetsizlik yoktur. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, 2013 yılına ilişkin dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmemiş anılan veriler dikkate alınarak zira gelir yöntemiyle 10/09/2013 ve 17/07/2013 tarihleri itibariyle tazminat tespit ettirilmemiştir.
    Bu durumda, tazminat istemine konu taşınmazların değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
    O halde, öncelikle tazminat istemine konu taşınmazların kısmen veya tamamen kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği yönünde gerekli araştırmalar yapılmalı, kamulaştırılmadığının tespit edilmesi halinde çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazların sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek, taşınmazlar üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle tapu kayıtlarının iptaline ilişkin hükmün kesinleştiği tarihlerdeki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, taşınmazların varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerlendirme tarihlerine göre tespit ettirilmesi, taşınmazların zemin değeri, var ise üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahiplerinin 10/09/2013 ve 17/07/2013 tarihleri itibariyle gerçek zararlarının saptanması, oluşacak sonuca göre davacıların pay oranı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de; tazminat davasının konusu para ile değerlendirilebilen nitelikte bulunduğundan ve kanunen getirilen bir istisnada bulunmadığından nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi