14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14925 Karar No: 2015/11668 Karar Tarihi: 16.12.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/14925 Esas 2015/11668 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/14925 E. , 2015/11668 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _ Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 165 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalının aldığı payın önalım hakkı nedeniyle tapusunun iptali ile kendi adına tescilini istemiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 316. v.d. maddelerinde basit yargılama usulünün uygulanağı yerler ve nasıl uygulanacağı, HMK"nın 186. maddesinde de tarafların belirlenecek gün ve saatte sözlü yargılama için davet edilecekleri, son sözleri sorulduktan sonra yargılamanın sona erdirileceği açıklanmıştır. HMK"nın 27. maddesinde ise uygulanması zorunlu olan hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir. Duruşma yapılmaksızın dosya üzerinde yapılacak inceleme sonucunda karar verilebilecek hususlar ise kanunlarda özel olarak gösterilmiştir. Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde kural olarak ister yazılı yargılama usulüne isterse basit yargılama usulüne tabi olsun, ister hasımlı isterse hasımsız olarak açılsın, kanunlarda duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden karar verilebileceğine ilişkin ayrık bir hüküm bulunmadıkça bütün davalarda duruşma yapılmasının zorunlu olduğu kuşkusuzdur. Ayrıca HMK"nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir. Asliye hukuk mahkemelerinin görevi HMK"nın 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olup 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir. Somut olayda ise mahkemece yukarıda belirtilen yargılama usullerine uyulmaması ve kamu düzeninden olan görev hususunun re’sen gözetilmemesi, sulh hukuk mahkemesi sıfatıyla kararın gerekçesinde ihtiyati tedbir talebinin kabulünden bahsedilip, hüküm sonucunda davanın esasına ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece usul kurallarına uygun şekilde yargılama yapılarak ve görev hususu re"sen gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı şekilde kurulan hüküm doğru görülmediğinden bozulması gerekmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.