Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1592
Karar No: 2021/4618

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/1592 Esas 2021/4618 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/1592 E.  ,  2021/4618 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen reddine kısmen kabulüne karar verilmiş davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan annesi ..."in ... parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla davalı yeğeni ..."a, ..."ın da mirasbırakanın torunu olan davalı ..."a, ..."ın da davalı ..."e satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmazsa davalılar ... ve ..."dan bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ...; taşınmazı mirasbırakandan satın aldığını, sonrasında ise davalı ..."a sattığını, davalı ...; taşınmazı davalı ..."tan bedelini ödeyerek satın aldığını, sonrasında ise davalı ..."e sattığını; davalı ... ise iyiniyetli üçüncü kişi olarak taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, mirasbırakan tarafından ..."ya yapılan satışın muvazaalı olduğu, davalı ... ile ...’ın el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği, davalı ... ...’in ise dava konusu taşınmazı emlakçı vasıtasıyla satın aldığı gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nin dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki 20885/88704 payını 27.10.2014 tarihinde davalı ...’a, ...’ın 01.12.2015 tarihinde mirasbırakanın torunu olan davalı ...’a, ..."ın da 08.04.2016 tarihinde davalı ... ’e satış suretiyle temlik ettiği, toplulaştırma çalışmaları sonucunda dava konusu payın ... ada ... parsel sayılı taşınmaza gittiği, mahkemece ilk ve ikinci temlikin muvazaalı olduğunun kabul edildiği ancak, son kayıt malikinin iyi niyetli olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescili talebinin reddine karar verilerek diğer iki davalının bedel ödemesine hükmedildiği, bu kararın taraflarca istinaf edilmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurularının reddi kararının sadece davacı vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
    Bu bağlamda, mahkemece baştaki işlemlerin muvazaalı olduğunun kabulü doğrudur. Uyuşmazlık, son kayıt malikinin Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hukukumuzda diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlama düşüncesiyle, alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989. maddelerinin ve tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir Devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise, bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nın 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1.fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ancak, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten, bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı"" ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Somut olayda, davalı ... ...’in de beyan ettiği üzere dava konusu taşınmaza komşu parselin maliki olması nedeniyle dava konusu taşınmazın durumunu bilebilecek durumda olduğu, temliklerin hayatın olağan akışına aykırı olarak kısa aralıklarla yapılmış olduğu, satıcı davalı ...’ın taşınmazı sattığını iddia ettiği bedel ile alıcı davalı ... ...’in ödediğini iddia ettiği bedelin uyuşmadığı, davalı ... ...’in taşınmaz bedelini ödemek amacıyla keşide ettiği iddia edilen çeklerin bankaya iade edilerek iptal edildiği, dolayısıyla bu çeklerin tahsil edilmediği hususları göz ardı edilerek davalı ... ...’in iyi niyetli olduğunun kabulü doğru değildir.
    Hal böyle olunca, davalı ... ...’in iyi niyetli olmadığı gözetilerek davacının tapu iptali ve tescili talebinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabule göre de; taşınmazın bedeline hükmedilirken dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davacının miras payına isabet eden değerin hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
    Davacının açıklanan nedenlerden ötürü yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/09/2021 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince ara maliklerin kötüniyetli ve işbirliği içinde hareket ettikleri, ne var ki son malikin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle ara malikler hakkında tazminat isteğinin kabulüne, son malik hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince başvuru esastan reddedilmiştir.
    Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, son malik ...’in iyiniyetli olup olmadığı, TMKnın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere, asıl olan iyi niyetin varlığı olup;bunun aksinin davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Dinlenen davacı tanıklarının beyanları kötüniyetin ispatına yeterli değildir. ...’in dava konusu taşınmaza komşu olmasına gelince, dosya kapsamıyla çiftçilik yapan ve bu amaçla bir çok taşınmaz satın alan ziraat mühendisi davalının kendi taşınmazına komşu olan taşınmazın satılık olduğunu öğrenmesi üzerine emlakçı vasıtasıyla bu taşınmazı satın almasından daha doğal bir alış veriş olmayacaktır. Bunun aksinin davacı tarafından ispatlanması gerekir. Diğer yandan, taşınmazın bir kısım bedeli için verilen çeklerin karşılıksız çıkması ise, davalılar arasındaki alacak borç ilişkisi gereğince takip hukukunun konusunu oluşturacak, taşınmazın bedelsiz veya bedelinin çok düşük olduğu anlamına gelmeyecektir. Temliklerin kısa aralıklarla yapılmasına gelince; son temlik ile önceki temlik arasında yaklaşık 5 ay gibi bir süre olup, günümüzün teknolojik imkanları ve ekonomideki hızlı gelişmeler ile artık taşınmaz satımı için taşınmazın bulunduğu tapu dairesine gitmeye dahi lüzum kalmadığı bir dönemde tapuda yapılan önceki intikallerin kısa aralıklarla yapılmasının son malikin kötüniyetli olduğunu gösterdiği yönündeki gerekçenin kabulü mümkün olmayacaktır.
    Açıklanan ve ilk derece mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi gerekçelerinde yazılan gerekçelerle hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi