Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik
Hüküm : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında telefon ve kontör satışı yaptığı şeklindeki işlemlerin gerçek satış olmadığı, kişilerin nakit ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla POS cihazından komisyon ile nakit para aldıkları ve bu şekilde tefecilik yaptığı iddiasıyla açılan kamu davasında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından, öncelikle 09/10/2013 tarihli vergi tekniği raporunda kredi kartından komisyon karşılığı çekim yaptığı belirtilen ve vergi denetmeni tarafından dinlenen kişilerin tanık olarak dinlenilmesi, sanığın iş yerinin ... tarafından işletildiğini iddia etmesi karşısında ..."in kimlik bilgilerinin tespiti ile tanık olarak bilgi ve görgüsüne başvurulması, ... hakkında tefecilik suçu nedeniyle kamu davası açılıp açılmadığı araştırılarak, dava açılmış ve karar kesinleşmemişse davaların birleştirilmesi cihetine gidilmesi, hükme bağlanmış ise onaylı suretlerinin denetime olanak verecek şekilde dosya içine getirtilmesi, dava açılmamış ise söz konusu eylem nedeniyle ... hakkında suç duyurusunda bulunulması ve kamu davası açılması halinde iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda detaylı kolluk araştırmasından sonra hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Sanığın, bir suç işleme kararı kapsamında değişik tarihlerde birden fazla suçtan zarar görene kazanç karşılığı ödünç para verdiği, eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden dört kez tefecilik suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
2- TCK 43/1 maddesinin yasal şartlar oluşmadığından bahisle uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği halde gerekçe kısmında eylemin zincirleme şekilde işlendiği belirtilerek hüküm ile gerekçe kısmında çelişkiye neden olunması,
3-Kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren TCK"nın 53/1.maddesiyle ilgili iptal kararının uygulanmaması,
4- Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
5-Vergi tekniği raporuna göre 2011 yılı Ekim ayı olan suç tarihinin gerekçeli karar
başlığında 2008, 2009, 2010, 2011 olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-c maddesine muhalefet edilmesi,
6- Sanık hakkında 5464 sayılı Yasa"nın 36.maddesine muhalefet edildiği iddiası ile kamu davası açıldığı halde bu hususta karar verilmeyerek CMK 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 26/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.