17. Hukuk Dairesi 2016/177 E. , 2016/600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... hakkında boşanma davası açıldığını ve kabul edildiğini, davalının evlilik birliği içinde edindikleri dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak gayrimeşru ilişki içinde oldukları diğer davalı ..."ye devrettiğinden muvazaalı satışın iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından banka kredisi çekilerek alındığını, muvazaanın olmadığın, ayrıca davacının katkı payı alacağı olduğundan bu davayı açamayacağını savunmuştur.
Davalı ..., taşınmazı ekonomik sıkıntı nedeni ile sattığını, satış için başkasına yetki verdiğini ve raiç bedel üzerinden satıldığını belirtmiştir.
Mahkemece, davacı vakilinin 04.06.2015 tarihli dilekçesi ile bu davanın boşanma davası sırasında hükmedilen tazminatla ilgisi olmadığı tapu kaydını eski hale getirilmesini talep etmelerinin nedeninin, evlilik birliği içinde edinilen dava konusu taşınmazın mal tasfiyesi sırasında dikkate alınmasını sağlamak olduğu TMK"nun 227.maddesine göre eşlerden birine ait malın edinilmesine katkıda bulunulması halinde bu malın tasfiye sırasındaki değerinin hesaplanacağı 2.fıkrasın da mal önceden elden çıkmış ise diğer eşe tazminat olarak ödeneceği TMK"nun 229/2 maddesine göre ise eşin katılma alacağını azaltma kastıyla yaptığı devirde edinilmiş mala değer olarak ekleneceğinden, dava konusu taşınmazın malların tasfiyesi sırasında dikkate alınması için kaydının iptaline gerek olmadığı dolayısı ile bu davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiş ancak bu davanın boşanma davası sırasında hükmedilen tazminatla bir ilgisinin olmadığını da ayrıca belirtmiştir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.
Somut olayda, davacı boşanmada hükmedilen mali haklar yönünden talebi olmasa da, ... Aile Mahkemesinin 2013/914 Esas sayılı dosyasından mal tasfiyesi için dava açtığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu dava sonucunda davacı lehine tazminata hükmedilmesi de mümkün olacağı dolayısı ile alacaklı olabileceğinden ... Aile Mahkemesinin 2013/914 Esas sayılı dosyasının sonuçlanması beklendikten sonra hasıl olacak duruma göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.