17. Hukuk Dairesi 2014/4712 E. , 2016/595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı.... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, davalılardan ......."nın aynı borçludan olan alacakları için takip yaptıklarını, dava konusu taşınmazın ...... tarafından alacağa mahsuben alındıktan sonra, bedelsiz olarak borçlunun danışmanı olan diğer davalı Kemal"e devredildiği, amacın taşınmazın yeniden borçluya dönüşünü sağlamak olduğundan...."e yapılan satışın muvazaa nedeni ile iptalini talep etmiştir.
Davalı ......... vekili, dava konusu taşınmazın borçludan olan alacakları nedeni ile 1.dereceden ipotekleri olduğunu alacağı temin amacı ile ..... İcra Müdürlüğünün 2010/21666 sayılı dosyadan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını ve ihalede alacağa mahsuben alacaklı bankanın satın aldığını, daha sonra 370.000 TL bedel ile....."e devredildiğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Kemal vekili, müvekkilinin taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu Kaya, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın önce cebri icra yolu ile davalı banka adına tescil edildiği daha sonra davalı ....."e devrinin yapıldığının çekişme konusu olmadığı, uyuşmazlığın devrin bedelsiz olup olmadığı, davalıların
alacaklıyı zarara uğratma amacı ile hareket edip etmediklerine ilişkin olduğu, toplanan delillere göre taşınmazın davalı banka tarafından icrada satın alınmasından sonra davalı Kemal tarafından 25.10.2010 tarihinde 135.000 TL 26.10.2010 tarihinde 365.000 TL ödendiği sabit olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.dayalı muvazaa nedeni nam-ı müstear olarak yapılan satış işleminin iptali istemine ilişkindir.
Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya BK"nun 19.maddesine göre dava yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz davalı ....nın alacağı nedeni ile cebri icra yolu ile satılmış, alacaklı banka tarafından alacağa mahsuben satın alındıktan sonra iptali istenilen satış ile davalı Kemal"e satılmıştır. Davalı banka bu satışa rağmen henüz borçludan olan alacaklarını tahsil edemediklerini, davacının talebi ile satış iptal edilse bile öncelikle kendi alacaklarının tahsil edileceğinden davacı açısından bedel kalmayacağını bu nedenle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını ileri sürmektedir. Davacı ise bankanın başka taşınmazlarıda paraya çevirdiğini ve alacağını tahsil ettiğini savunmuştur. Hukuki yarar dava koşullarından biri olduğundan öncelikle bu hususun tesbiti gerekir.
Öncelikle davalı bankanın borçlu hakkında .....İcra Müdürlüğünün 2010/21666 sayıl takip dosyasından yaptığı takiple ilgili olarak alacağını tahsil edip etmediği, etmemiş ise ne kadar alacağı kaldığı tesbit edilerek davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı saptanmalıdır.
Bu araştırma sonucunda, davacının hukuki yararı bulunduğu tesbit edildiği takdirde, dosya kapsamından davalı Kemal"in borçlunun ev eşyalarını bir başka takip dosyasından satın aldıktan sonra borçlunun eşine kiraya verdiği, borçlu ile aralarında tanışıklık ve böyle bir işbirliği içinde hareket edilecek şekilde yakınlık bulunduğu da dikkate alınarak, dava konusu taşınmazla birlikte satışa çıkarılan borçlu eşine ait diğer taşınmazın 21.10.2010 tarihinde dava dışı .... tarafından 980.000 TL"e satın alındığı, bu şirketin 21.10.2010 tarihinde 980.000 TL ihale bedelini bankaya ödediği yine aynı gün 21.10.2010 tarihinde bu kez 370.000 TL davalı Kemal hesabına havalı edildiği, dava konusu
taşınmaz ise 360.000 TL bedel ile davalı bankadan 25.10.2010 tarihinde satın alındığı,.... tarafından aynı gün 135.000 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından, davalı .... hesabından bankaya 360.000 TL ödemenin nasıl yapıldığı tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde tesbit edilmelidir. Bu konuda alınan bilirkişi raporu yetirsiz olup denetimden uzaktır.
Davacı davadışı ..... tarafından 1.350.000,00 TL ödemenin dava konusu taşınmazında bedelini kapsadığı davalı Kemal"in bir ödeme yapmadığı belirtilmektedir. Dosya da adı geçen şahsın 980.000 TL ihali bedeli yanında 370.000 TL nin davalı ..... hesabına havale ile.....a ödenmesi bu iddiayı kuvvetlendirdiğinden bu hususların kuşkuya yer bırakmayacak şekilde oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,19/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.