17. Hukuk Dairesi 2014/3465 E. , 2016/594 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılar ..., ... ve ... hakkında takipler başlattıklarını, borçluların dava konusu taşınmazlarını alacaklıdan mal kaçırma amacı ile diğer davalılara devrettiğinden muvazaaya dayalı satış işleminin iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konularından 673 ada 40 parseli diğer 21-22 ve 23 parseller ile birlikte borçlu ... murisinden satın aldıklarını ancak tapu işleminden önce ölünce işlemin borçlu ... tarafından gerçekleştiğini bu parseller üzerinde çırçır fabrikası, benzinlik ve depoların bulunduğunu muvazaanın söz konusu olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu 440 parseldeki 47/392 hisseyi müvekkilinin cebri icra yolu ile satın alan dava dışı ..."dan satın aldığını iyiniyetli olduklarını davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., kendisine devredilen taşınmazların borçluların murisi kendisinin de kayınpederi olan İbrahim"e ait olduğunu ölmeden önce vasiyeti gereği oğlunun eşi olarak kendisine bırakılmasını istediğinden devredildiğini belirtmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, dava konusu 2125-2127-2129 nolu parsellerin 24/112 hissesini 12.12.2000 tarihinde müvekkilleri tarafından raiç bedelleri üzerinden satın alındığını ve bankaya ödeme yapıldığını bunun üzerine davacı bankanın taşınmazlar üzerindeki hacizleri 14.12.2010 tarihinde kaldırdığını, satışın bankanın bilgisi dahilinde olduğunu belirtmiştir.
Davalı borçlular vekili, taşınmazların tamamının bankanın bilgisi ile satıldığı sonradan böyle bir davanın açılmasının MK"nun 2.maddesindeki iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağını, ekonomik sıkıntı nedeni ile satışların yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın İİK"nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, dava konusu 2125-2127-2129 nolu parsellerin hacizlerinin davacı bankaya yapılan ödeme karşılığında kaldırıldığı, satış işlemine muvafakat ettiği anlaşıldığından bahisle reddine diğer taşınmazların ise 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçirildiği, bedel farkı bulunmadığı ve satışların mal kaçırma amacı ile yapıldığının ispatlanamadığından bahisle yine reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre dava konusu 2125-2127- 2129 nolu parseller ile ilgili olarak davalı ... ve ... yönünden, taşınmazlar üzerindeki haczin davacı bankanın bilgisi ile kaldırılarak satışın yapıldığı anlaşıldığı, diğer 440 parselin 47/392 hissesinin ise cebri icra ile yapılan satış sonrası dava ... tarafından satın alındığından bu davalılar yönünden davanın reddi yerinde olup davacı alacaklının aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir.
Bu açık izah karşısında davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması gerekirken BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek bir kısım tasarrufların hakdüşürücü süreden reddi usul ve yasaya aykırıdır.
Dava konusu 440 parselin 121/392 hissesi borcun doğumundan sonra borçlulardan ... tarafından annesi davalı ..."ye, 175 ada 26 parselde yine borcun doğumundan sonra borçlu ... ve ... tarafından ..."nın yengesi olan aynı davalı ..."ye devredilmiştir. Davalı ..."nin borçluların mali durumu hakkında bilgi sahibi olmaması mümkün olmadığı gibi satışın miras taksimi nedeni ile yapıldığı da ispatlanmamıştır. Bu durumda belirtilen bu parseller ile ilgili olarak davalı ... hakkında açılan davanın reddi isabetsizdir.
Dava konusu 673 ada 40 parsel ise yine borcun doğmundan sonra borçlu ... tarafından ortakları ile borçlular arasında organik bağ bulunduğu sabit olan davalı ..."ne fahiş bedel farkı ile satılmış olduğu anlaşıldığından bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru olmamıştır.
3-Davalılardan ... hakkındaki dava tefrik edilmiş ve bu dosyadan bu kişi hakkında verilmiş bir karar olmamasına rağmen lehe vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olmuştur.
Kabule göre de davalı ..., ..., ... ve ... ile ilgili dava öncelikle hak düşürücü süreden sonra açıldığından bahisle red edildiğinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.