15. Hukuk Dairesi 2020/264 E. , 2020/2311 K.
"İçtihat Metni"T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davacı ... ile davalı vekillerince istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâli ve tescil aksi halde alacak istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiş istinaf dairesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar süresi içerisinde davalı vekilince ve katılma yolu ile davacılardan ... vekilince temyiz edilmiştir. Davacılar arsa sahibi, davalı yüklenicidir.
İlk derece mahkemesince davanın her bir davacı yönünden 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı yüklenici tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 26.11.2019 tarih, 2018/328 Esas, 2019/1434 Karar sayılı ilam ile istinaf talebinin kısmen kabulüne, 15.000,00 TL tazminatın davacılardan ...’e verilmesine, davacı ...’nın tazminat talebinin reddine, ayıplı işler bedeli talebinin kabulü ile 2.600,00 TL"nin davacı ...’ya verilmesine karar vermiştir.
Davalı yüklenici temyiz başvurusunda; davacılar ile yapılan ilk sözleşmede dairelerin metrekarelerinin belirlenmediğini davacı...’in kendisine verilecek dairenin en az 75 m2 olması hususunda direnerek inşaat ruhsatı için gerekli ek sözleşmeyi imzalamayacağı yönünde tavır sergilediğini bu nedenle ikinci sözleşmede m2 belirtildiğini ancak imar durumu ve hukuki zorunluluk nedeniyle 75 m2 büyüklüğünde daire tesliminin mümkün olmadığını, proje ve ruhsata uygun olarak bitirilen dairelerin teslim edildiğini, davacı ..."in kendisine teslim edilen daireyi eksiksiz olarak aldığını belirten tutanağı imzaladığını bu ibranamenin mahkemece dikkate alınmadığını, yine davacıların ihbar süresine uymadıklarını bu sebeple istinaf mahkemesince hükmedilen 2.600,00 TL ayıplı iş bedelinin de hatalı olduğunu kararın bu yönlerden bozulması gerektiğini belirtmiştir. Davacı ... vekili katılma yolu ile temyiz başvurusunda; müvekkili yönünden yerel mahkemece kabul edilen 15.000,00 TL"nin tahsili kararının kaldırılarak ret edilmesinin hatalı olduğunu yanı sıra vekâlet ücreti takdiri yönünden infazda tereddüt hasıl olduğunu belirtmiştir.Bu noktada katılma yolu ile temyiz konusu ve ilkeleri açıklanmalıdır. Temyiz dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, temyiz kanun yoluna başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile vereceği cevap dilekçesi ile temyiz kanun yoluna başvurabilir. Bu şekilde temyiz kanun yoluna başvurulma şekline “Katılma Yoluyla Temyiz Başvurusu” adı verilir.Katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunan tarafın, temyiz başvuru süresini geçirmiş olması ya da kendisi aleyhine verilen kararın kesin nitelikte bulunması önemli değildir. Burada asıl temyiz yoluna başvuran tarafın süresi içerisinde temyiz yoluna başvurması, katılma yoluyla temyiz kanun yoluna başvuran tarafın cevap süresi içerisinde bu hakkını kullanması yeterlidir. Katılma yoluyla temyiz kanun yolu başvurusunda bulunulabilmesi için asıl temyiz kanun yoluna başvuran taraf yönünden kararın kesin olmaması gerekir. Asıl temyiz kanun yoluna başvuran taraf yönünden kesin nitelikte bulunan bir karara karşı, katılma yoluyla temyiz başvurusu söz konusu değildir. Bununla birlikte, asıl temyiz yoluna başvuran taraf açısından kesin nitelikte olan karara karşı aleyhinde verilen karar kesin nitelikte bulunmayan tarafça da katılma yoluyla olmaksızın asıl temyiz yoluna başvurulmuşsa, artık hakkında verilen karar kesin olan tarafın yapmış olduğu temyiz başvurusunun kesinlik nedeniyle reddi mümkün olmayıp, her iki tarafın temyiz başvurusunun incelenmesi gerekir.Asıl temyiz başvurusunda bulunan taraf, temyiz başvurusu sonuçlanana kadar, bu başvurusundan feragat edebilir. Diğer taraftan, Yargıtay tarafından da, asıl temyiz başvurusunun süre veya miktardan reddine karar verilmesi mümkün olduğu gibi eksik harç ve giderlerin tamamlanmaması, başvuru dilekçesindeki eksikliklerin giderilmemesi gibi durumlarda da asıl temyiz başvurusunun reddine ya da yapılmamış sayılmasına karar verilebilir. Bu iki halde de, katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunan tarafın temyiz başvurusunun reddine karar verilecektir. Daha açık bir anlatımla; katılma yolu ile temyiz talebinin incelenebilmesi asıl temyiz talebinin usulî bir nedenle reddedilmemesi koşuluna bağlıdır. Asıl başvuru usulî bir sebeple reddedilirse katılma yolu ile temyiz talebi de reddedilecektir. Katılma yolu ile temyiz talebinin mukadderatı asıl temyiz talebinin incelenmesine bağlıdır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince; ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince verilen kısmen kabul kararı davacılar vekiline 10.12.2019 tarihinde, davalı vekiline ise; 11.12.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili yasal süresi içerisinde temyiz yoluna başvurmuş ve fakat davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmamıştır. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin 31.12.2019 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edilmesi üzerine davacılar vekili 08.01.2019 tarihli dilekçesi ile davacılardan ... yönünden katılma yolu ile temyiz talebinde bulunmuştur. Bu durumda davalının temyizi asıl temyiz, davacının temyizi ise katılma yolu ile temyiz hükmündedir.
1-Davalının temyiz talebinin incelenmesinde;
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"nin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararları verildiği anda kesin olup temyiz edilemez (HMK 362/1-a). Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, bu kırkbin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırkbin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir (HMK 362/2). Yukarıdaki 40.000,00 TL’lik parasal sınır 25.000,00 TL iken 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 42. maddesiyle yapılan değişiklikle 40.000,00 TL olmuştur. Aynı Kanun"la HMK’ya eklenen ek 1. madde gereğince bu miktarlar 2017 ve sonrası yıllarda her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılacak ve artırım sırasında 10,00 TL kesirleri dikkate alınmayacaktır. Bu hükümlere göre hesaplama yapıldığında Bölge Adliye Mahkemesi kararları yönünden 2019 yılı için temyiz kesinlik sınırı 58.800,00 TL’dir.
Yukarıda sözü edilen kurallar ve yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda; ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararı 26.11.2019 tarihlidir. Davada 60.000,00 TL’nin tahsili talep edilmiş, istinaf dairesince 17.600,00 TL’ye hükmedilmiş olduğundan davalı yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi temyiz dilekçesinin reddine karar verir ve 344"üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder (HMK 346/1 ve 366). Temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davacı ...’nın temyiz talebinin incelenmesinde;
Davalı vekilinin temyiz talebinin usuli bir nedenle incelenmesi mümkün bulunmadığından davacının talebi de katılma yolu ile temyiz niteliğinde bulunduğundan yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz talebinin REDDİNE, ödedikleri temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ... ile davalıya geri verilmesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 07.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.