17. Hukuk Dairesi 2015/16349 E. , 2016/582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan ...."ye zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesi, ..."ye ise ferdi koltuk sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada tek taraflı olarak oluşan kazada yaralandığını belirterek, 1.000 TL maddi tazminatın her iki davalıdan, 25.000 TL manevi tazminatı ise ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince sorumlu olan ...."den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, 25.06.2012 tarihinde maddi tazminat talebini 81.134,48 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı .... vekili; zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduklarını, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılara sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu ve davacının %12.2 oranında sürekli çalışma gücü kaybının bulunduğu kabul edilerek, maddi tazminat davasının kabulü ile, 81.134,48 TL maddi tazminatın 3.000 TL"sinin davalı ...."den, 78.134,48 TL"sinin davalı ...."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, manevi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 27.02.2014 tarihli, 2013/3284 Esas, 2014/2688 Karar sayılı bozma ilamında; "... ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesinde manevi tazminat klozundan söz edildiği halde, mahkemece manevi tazminatın sigorta poliçesi teminatı kapsamında yer alıp almadığı araştırılmaksızın manevi tazminatın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılara sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ve davacının %12.2 oranında sürekli çalışma gücü kaybının bulunduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulü ile, çalışma gücü kaybı nedeni ile 81.134,48 TL"nin 3.000 TL"sinin davalı ...."den, 78.134,48 TL"sinin davalı ...."den; 10.000 TL manevi tazminatın davalı ...."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve BK 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK."nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur durumu, davacının yaralanma derecesine göre takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Somut olayda, zarar veren araç ticari nitelikte otobüs olduğundan, dava konusu haksız eylemin TTK.’nun 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunmasına ve dava dilekçesinde avans faizi talep edilmesine rağmen, 6100 sayılı HMK’nin 26. maddesine (mülga 1086 sayılı HUMK"nin 74. maddesi) ve talebe aykırı biçimde manevi tazminat istemi yönünden yasal faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.