18. Ceza Dairesi 2015/27026 E. , 2016/5019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Dosya kapsamında, tanık ..."nin sanığın katılana hakaret ettiğine dair soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki istikrarlı anlatımı karşısında, sanığın mahkumiyeti yerine, yerinde görülmeyen gerekçeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık hakkında Yerel Mahkemece hakaret suçundan hükmedilen beraat kararının suçun sabit olduğu gerekçesiyle bozulmasına ilişkin bozma nedenine aşağıdaki gerekçelerle katılmıyorum.
Yasa yollarından olan Yargıtay temyiz incelemesinin kapsamı yürürlükteki 1412 sayılı CMUK"nın 308. maddesi ile belirlenmiş/sınırlandırılmıştır. Yerel Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre varılan vicdani kanaat sonucu kabul edilen sübut, deliller değerlendirilip üstün tutma gerekçeleri gösterilmiş ise kanuna muhalefet olarak nitelendirilemez. Yargıtay bu konuda CMUK"nın 308/7. maddesi uyarınca gerekçe denetimi yapacaktır. Çünkü, delillerle yüzyüze gelen bizzat duruşmayı yapan yerel mahkemedir. Hangi delile neden üstünlük tanıdığı, hangi delile neden itibar etmediğini akıl, mantık ve bilim ölçülerine uygun olarak tartışan yerel mahkemede oluşan kanaat üstün tutulmalıdır. Sübuta ilişkin vicdani kanaat, .... hukukunda uygulama yeri bulan jürinin vicdanında oluşmaktayken bizdeki sistemde "Türk Milleti" adına yargılama yapan hâkimin vicdanında oluşmaktadır. Zira; örneğin tanıkları dinleyen, onların ses tonunu hissederek duyan, mimiklerini gören, huzurun avantajını yaşayan yerel mahkeme hâkimidir. Bir olayda sağlıklı sesli görüntülü kamera kayıtları varsa, aynı zamanda tanık beyanları da olduğu durumlarda yerel mahkeme tanık beyanına üstünlük tanırsa ne olacaktır? Yukarıda da belirtildiği gibi mahkeme delilleri değerlendirirken bilimsel delile taktiri delil olan tanık anlatımına üstünlük tanımalıdır. Deliller değerlendirilirken akıl, mantık ve bilimin ışığında yürünmeli, bu hususlar temyiz incelemesinde gerekçe denetimi ile yapılmalıdır. Aksi görüş yerel mahkemelerin fonksiyonunu delil toplamaya indirgeyecektir.
Yargıtay denetimi, hukuk kurallarının tüm ülkede aynı şekilde yorumlanıp uygulanmasını amaç edinmiş olup suç nitelemesine imkan verdiği gözönüne alındığında CMUK"nın 322/1. maddesindeki düzenleme nasıl anlaşılmalıdır? Bir olayda niteleme yetkisi varsa bu aynı zamanda niteliksizi belirleme yetkisini de içerdiğinden yapılan yargılamada oluş belirlenmiş, mahkeme bu oluşu suç olarak değerlendirmiş ancak o eylem suç değilse Yargıtay yerel mahkeme kararını beraat kararı verilmesi gerekçeyle bozacaktır. Bu, yerel mahkemenin vicdanında oluşan sübutun değil, oluşun suç niteliği taşımadığını belirlemekten ibarettir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; sanığın üzerine atılı hakaret suçu yönünden yüzyüze yargılamayı yapan Yerel Mahkeme beraat kararı verirken aleyhe beyanları bulunan tanık....."in açıklamalarını değerlendirmemiştir. Yerel Mahkemenin gerekçesi yeterli değildir. Delillerle yüzyüze gelmeyen, anlatımları kayıtlardan okuyan Yüksek Mahkemenin mahkûmiyete ilişkin vicdani kanaat ortaya koymasının yerinde olmadığı, Yerel Mahkeme kararının yukarıda açıklanan yetersiz gerekçe nedeniyle bozulması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.