10. Hukuk Dairesi 2016/4876 E. , 2016/6050 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti ile birlikte prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 21.12.2010-08.07.2013 tarihleri arasında, davalı işveren nezdinde kesintisiz ve sürekli olarak, en son net 2.000,00 TL ücretle çalıştığının tespitini istemiştir.Mahkemece, gerçek ücretin tespiti talebi yönünden, HMK nun 201. Maddesi kapsamında kalan istemin, yasanın öngördüğü belgeler sunulmadığından; bildirimi yapılmayan hizmetlerin tespiti talebi yönünden ise ispat olunamadığından reddine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemenin prime esas kazanç ücretinin tespiti isteminin reddine yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, hizmet tespitine yönelik değerlendirmesi eksik incelemeye dayanmakta olup, mevcut bilgi ve belgeler hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Hizmet tespiti davasının yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup, anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Mahkemece, kendiliğinden araştırma yapılarak, tarafların gösterdiği delillerle yetinilmeyip, davacının çalışma iddiasının gerçekliğinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle dosya arasında davalı işveren tarafından ibraz edilen 29.01.2011 işe giriş
./.. tarihli ibraname ile yine hangi tarafça sunulduğu anlaşılamayan fakat istem gibi 21.12.2010 işe giriş tarihli ibranamenin bulunduğu, her iki ibranamenin de tanzim tarihleri bulunmadığından aleyhe hükme esas alınacak nitelikte olmadıkları nazara alınmakla birlikte, artık ibraz olunan belgelerden ancak birinin hukuken geçerli olduğundan hareketle, davacı ve davalı tarafa ibraz olunan her iki ibraname ve mevcut imzalar gösterilmek suretiyle beyanları alınmalı, bu konuda gerekli soruşturma yapılarak ortaya çıkan çelişki, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenmeli; ardından dinlenen tanık beyanlarının dava konusu dönemde çalışma iddiasını aydınlatmaya yeterli olmadığının kabulü ile, re"sen seçilecek diğer dönem bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişilere ulaşılmaya çalışılarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı;sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri araştırılmalı; dinlenecek tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip ,deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davaacıda alınmasına, 19.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.