
Esas No: 2020/1117
Karar No: 2020/1963
Karar Tarihi: 17.06.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1117 Esas 2020/1963 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/08/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/07/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava; hekimin hatalı tıbbi müdahalesi nedeni ile rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde uzman hekim olarak çalışmakta iken dava dışı ...’e 19/11/1997 tarihinde bel fıtığı ameliyatı yaptığını, ameliyat esnasında yanlış müdahalede bulunduğundan hastanın sakatlanmasına neden olduğunu, adı geçen hastanın ... İdare Mahkemesinde hizmet kusuruna dayalı olarak açtığı maddi ve manevi tazminat davasında müvekkili kurum aleyhine tazminata hükmedildiğini, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1182 esas sayılı takip dosyası ile ilgililere toplamda 145.229,52 TL ödeme yapıldığını belirterek yapılan ödemenin davalıdan kusuru oranında rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, müvekkilinin hastaya uyguladığı müdahalenin tıbbi kurallara uygun olduğunu ve kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı tarafından uygulanan hatalı tıbbi müdahale nedeni ile hastanın sakat kalması sonucunda davacı aleyhine açılan tam yargı davası neticesinde, davacı idarenin ilamlı takibe dayalı ödemede bulunması ve davacı idarenin olay nedeni ile müterafik kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hukukumuzda hakkaniyet, Borçlar Kanunu’nun 43 (TBK’nın 51) maddesinde düzenlenmiş, bazı şartların ve çözümlerin önceden saptanmasının doğuracağı düşünülen sakıncaları ortadan kaldırmak için hukuk kurallarının esnek veya eksik bırakıldığı hâllerde etkisini gösteren ve belli somut olayların özelliklerine uygun karar verilmesini emreden kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Buna göre hâkimin, tazminatı belirlerken durumun gereğini ve belirtilen maddede örnek olarak sayılan özel indirim sebeplerini göz önünde tutması gerekmektedir.
Şu hâlde; olayın kendine özgü koşulları ve oluşum şekli, davalı doktorun çalışma şartları, iş yoğunluğu, hizmetin işleyişindeki diğer koşullar, zararın meydana gelmesinde davalının kastının bulunmaması gözetildiğinde davalı yararına BK’nın 43 ve 44. (TBK’nın 51. ve 52) maddeleri gereği hüküm altına alınan miktardan hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması hakkaniyete uygun düşmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.