3. Hukuk Dairesi 2021/7157 E. , 2021/10626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 03/04/2013 başlangıç tarihli ve günlük 125 TL kira bedelli araç kiralama sözleşmesi imzaladığını, davalının kiraladığı araçla 04/04/2013 tarihinde aşırı hız nedeniyle tek taraflı trafik kazası yaptığını ve kiralananın hurdaya çıkmasına (pert olmasına) neden olduğunu, davalının hasarı karşılayacağını söylediği halde herhangi bir ödemede bulunmadığını, sigorta şirketinden tahsil edilen pert değeri ile gerçek değer arasındaki fark bedelin ve aracın kiraya verilememesi nedeniyle uğradığı kazanç kaybı ile diğer alacaklarının davalıdan tahsili gerektiğini iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 13.500 TL’nin 04/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacının zararının sigorta şirketince karşılandığını, dava konusu aracın ticari plakalı ve davalının işletmesine ait bir araç olmadığını, sigorta şirketinin kasko bedelini buna göre hesapladığını, davalının özel aracını poliçe kapsamı dışında kiraya vermesi nedeniyle uğradığı zarara katlanması gerektiğini, herhangi bir kazanç kaybı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 13.500 TL’nin 04/04/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 11/10/2017 tarihli ve 2017/13889 E. 2017/13790 K. sayılı kararla; birinci bentle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, ikinci bentle; kira kaybı talebi yönünden, kira sözleşmesine konu araç yerine yeni bir araç temin edilerek aynı şartlarla yeniden kiraya verilebileceği makul süre tespit edilerek hesaplama yapılması, araç zararı yönünden ise aracın piyasa değeri tespit edilerek bu değerden sigorta şirketince yapılan ödemeler düşülerek kalan tutara hükmedilmesi gerektiğinden bahisle davalı lehine bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; kiralananın perte ayrılması nedeniyle sigorta şirketince yapılan ödemelerin mahsubu ile kalan zararın 6.000 TL olduğu, aracın onarım süresinin 13 gün olmasıyla kira kaybının 1.625 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile toplam 7.625 TL’nin 04/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının makul süre kira kaybına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK)
Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma kararında davacının kira sözleşmesine konu aracın yerine yeni bir araç temin edip bu aracı aynı şartlarla kiraya verilebileceği makul sürede işleyecek kira bedeli kadar kazanç kaybına uğradığı ve davalının bu süre kira parasından sorumlu tutulması gerektiği belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda perte ayrılan kira sözleşmesine konu araç için tamir süresi hesaplanarak 13 günlük tamir süresi kira bedeline hükmedilmiştir.
Buna göre mahkemece; kira sözleşmesine konu aracın yerine ne kadar sürede yeni bir araç temin edilip aynı şartlarla kiraya verilebileceği hususunda bilirkişiden ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre (tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek) bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
AK/AK