13. Ceza Dairesi 2014/17433 E. , 2015/4386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan cezalandırılması için kamu davası açıldığı, ancak bu suçla ilgili olarak karar verilmediği anlaşılmış ise de, bu hususta her zaman karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
A-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçları ile sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Sanık ..."in kollukta susma hakkını kullandığı, diğer sanık ...."ın yaptığı yer gösterme işlemine katılmadığı ve etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığının anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki 2 nolu düşünceye iştirak edilmemiştir.
Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz sisteminin ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Müştekinin bağ evinden hırsızlık suçu ile ilgili olarak saat belirtmediği ve sanıkların da suçu gündüz işlediklerini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında; eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, her iki suçun da gece işlendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve ..."ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ceza kısımları çıkartılarak yerine; ""Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b maddesi uyarınca hükmolunan 2 yıl hapis cezasından aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta bu suçtan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına"", ""Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan 5237 sayılı TCK"nın 116/1 maddesi uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezasının aynı Yasanın 119/1-c maddesi gereğince bir kat artırılarak 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına"" ve "Sanık .... hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan 5237 sayılı TCK"nın 116/1 maddesi uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezasının aynı Yasanın 119/1-c maddesi gereğince bir kat artırılarak 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına"" cümleleri eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin bağ evinden hırsızlık suçu ile ilgili olarak saat belirtmediği ve sanığın da suçu gündüz işlediklerini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, gece işlendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanığın başka suçlarala ilgili olarak yakalandığında bu suçunu ikrar edip yer gösterme yaptığı, çalınan malların bir kısmının henüz şikayette bulunmayan müştekiye iadesini sağladığının ve iadenin kısmi olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 168/4. maddesi gereğince müştekinin kısmi iadeye rıza gösterip göstermeyeceği tespit edildikten sonra sanık hakkında uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.