10. Hukuk Dairesi 2016/702 E. , 2016/6013 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan T... Ş... Birliği vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlık, Alman İhtiyarlık Sigorta Merciinin Türkiye’de trafik kazası geçiren sigortalının hak sahibine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tahsili için rücuen tazminat davası açma konusunda aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı ve rücu edilebilecek sosyal sigorta yardımının kapsamının belirlenmesine ilişkin olup, Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Konusunda Yapılan Sözleşme’nin 50. maddesinde yer alan “(1) Akit taraflardan birinin mevzuatına göre, diğer akit taraf ülkesinde olan bir sigorta vakası dolayısı ile yardıma hak kazanan bir kimse diğer akit taraf nizamlarına göre üçüncü bir şahıstan zararın tazminini istemek hakkına sahip ise, bu hak, ilgili mevzuat dairesinde, yardımı yapacak olan akit tarafın Sosyal Sigorta Merciine intikal eder. (2) Akit taraflardan birinin Sosyal Sigorta Mercii üçüncü bir şahıstan doğrudan doğruya bir tazminat istemek hakkına sahip ise, diğer akit taraf bu hakkı tanır. “ hükmü uyarınca Alman sigorta merciinin aktif dava ehliyeti bulunduğunun anlaşılmaktadır.
Rücû hakkınının kapsamı ise, Türk Hukukuna göre belirlenecektir. Ancak davanın yasal dayanağının belirlenemediği, zira kazalanan sigoralının sigortalılık niteliğinin ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, kazalanan sigortalının, Alman Yasal Emeklilik Sigortası Hakkında Yasasının (6. Kitap) 1. maddesi kapsamında bir hizmet akdine tabi olarak mı çalıştığı, yoksa 2. maddesi kapsamında kendi nam ve hesabına mı çalıştığının ortaya konulması, buna göre, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanunun 39. maddesi mi, yoksa 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi mi olduğunun belirlenmesidir. Davanın yasal dayanağının, " "Kasdı veya suç sayılır hareketi ile sigortalının, eşinin veya çocuğunun hastalanmasına sebep olan kimseye, bu kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir.” şeklindeki 506 sayılı Kanunun 39. maddesi olduğu sonucuna varılması halinde, ancak hastalık sigortasından yapılan sosyal sigorta yardımlarının rücû edilmesinin mümkün bulunduğu, hak sahiplerine bağlanan aylığın rücu edilmesine Kanunca cevaz verilmediğinin gözetilmesi gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan T... Şirketler Birliği vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davalı T... Şirketler Birliği"ne iadesine, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.