Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/964
Karar No: 2021/627
Karar Tarihi: 27.05.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/964 Esas 2021/627 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/964 E.  ,  2021/627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 14. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)


    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 14. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
    2. Karar davacı vekili ve vekâlet ücreti yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I.YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ..."ın İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/302 E. 2017/284 K. sayılı kararında muris ..."ın ... ile birlikte iki varisinden biri olduğunu, diğer mirasçısı ... tarafından murisi ... ile ilgili İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesinde veraset ilamı verilmesiyle ilgili 29.11.2010 tarihinde dava açıldığını ve 30.11.2010 tarihinde 2010/1681 E. 1517 K. sayılı veraset ilamı alınığını, bu veraset ilamı incelendiğinde nüfus kayıtlarında müvekkilinin annesi ve kendisinin varlığı açıkça görülmesine rağmen veraset ilamının sonuç kısmının 1. paragrafının sonunda açıkça "…geriye mirasçı olarak kendisinden sonra 09.05.1993 tarihinde vefat eden eşi ... ile evladı ..."in kaldıkları, bunlardan başkaca da kanuni mirasçının bulunmadığı nüfus kayıt örneklerinden anlaşılmış olup, muris ..."ın verasetinin sübutuna…" denildiğini, 2. paragrafında ise "…murisin miras meselesinin tek pay itibar olunarak, yegane ve tek mirasçısı ... ve ..."tan olma 1943 doğumlu evladı ..."a aidiyetine..." denilerek dosyaya celp edilen kayıtlarda açık ve net olan bir durumla ilgili hukuka aykırı bir karar verildiğini, daha sonra hukuka aykırı bu veraset ilamına dayanarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde kamulaştırmasız el atma davasının açıldığını, dava sonucunda mahkeme tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesinin muris ... adına kayıtlı gayrimenkule kamulaştırmasız el atması nedeniyle dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 3.655.600TL"nin dava tarihi olan 14.03.2011 tarihinden itibaren ödenmesine hükmedildiğini, kararın kesinleşmesini müteakip kamulaştırmasız el atma tazminatının ..."a ödendiğini, bu durumun yapılan araştırmalar sonucu açığa çıktığını, bunun üzerine verasetin iptali için İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/290 E. sayılı dosyasıyla 22.06.2017 tarihinde dava açıldığını, sonuç olarak İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk (eski Kartal 4. Sulh Hukuk) Mahkemesi hâkiminin açıkça hukuka aykırı verdiği karar nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, ..."ın uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletlerinde yaşamakta olduğunu, Türkiye"de ikametgâhının ve mal varlığının olmadığını ileri sürerek hukuka aykırı karardan dolayı 913.900TL"nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararında belirtilen 14.03.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, 19.04.2018 harç tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 24.741,75TL artırarak 938.641,75TL olarak İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararında belirtilen 14.03.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini ıslah yolu ile talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu ve hukuki dayanağının bulunmadığını, ayrıca ıslah dilekçesini de kabul etmediklerini, davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek davanın zamanaşımı nedeniyle ve esastan reddine, HMK"nın 49. maddesi uyarınca davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Özel Daire Kararı:
    6. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.06.2018 tarihli ve 2017/4 E., 2018/2 K. sayılı kararı ile;
    “…Davacı vekili 04.08.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ..."ın İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2017/302 esas ve 2017/284 karar sayılı ilamında muris ..."ın ... ile birlikte iki varisinden biri olduğunu, diğer mirasçısı ..."ın murisi ... ile ilgili İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi"nde veraset ilamı verilmesiyle ilgili 29.11.2010 tarihinde dava açıldığını ve 30.11.2010 tarihinde 2010/1681 esas 1517 sayılı veraset ilamını aldığını, bu veraset ilamının incelendiğinde, nufus kayıtlarında müvekkilinin annesi ve kendisinin varlığı açıkça görülmesine rağmen veraset ilamının sonuç kısmının 1. Parafrafının sonunda açıkça " geriye mirasçı olarak kendisinden sonra 09.05.1993 tarihinde vefat eden eşi ... ile evladı ..."in kaldıkları, bunlardan başkaca da kanuni mirasçının bulunmadığı nufus kayıt örneklerinden anlaşılmış olup, muris ..."ın verasetinin subutuna" denildiğini, 2 paragrafında ise "murisin miras meselesinin tek pay itibar olunarak, yegane ve tek mirasçısı ... ve ..."tan olma 1943 doğumlu evladı ..."a aidiyetine..." denilerek dosyaya celp edilen kayıtlarda açık ve net olan bir durumla ilgili hukuka aykırı bir karar verildiğini, daha sonra hukuka aykırı bu veraset ilamına dayanarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi"inde kamulaştırmasız el atma davasının açıldığı, dava sonucunda mahkeme tarafından, davacıya İstanbul Büyükşehir Belediyesinin muris ... adına kayıtlı gayrimenkule kamulaştırmasız el atması nedeniyle, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte -3.655,600 TL"nin dava tarihi olan 14.03.2011 tarihinden itibaren ödenmesine hükmettiğini, kararın kesinleşmesini müteakip kamulaştırma tazminatının ..."a ödendiğini, bu durumun yapılan araştırmalar sonucu açığa çıktığını, bunun üzerine verasetin iptali için İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/290 esas sayılı dosyasıyla 22.06.2017 tarihinde dava açıldığını, sonuç olarak İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk (eski Kartal 4. Sulh Hukuk) Mahkemesi hakiminin açıkça hukuka aykırı verdiği karar nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını,..."ın uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletlerinde yaşamakta olduğunu, Türkiye"de ikametgahının ve malvarlığının olmadığını, hukuka aykırı karardan dolayı 913,900 TL"nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin kararında belirtilen 14/03/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili duruşmadaki beyanlarında; dava dilekçesini tekrar ettiğini, müvekkilinin veraset ilamında mirasçı olarak gösterilmediğini, bu nedenle zarara uğradığını, zararın tazminini istedidiğini, büyükşehir belediyesince talepleri üzerinde ödeme yapılması nedeniyle davasını ıslah ettiğini, uzlaşma talebinin olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesini beyan ettiği görülmüştür.
    Davalı ... hazinesi vekili dosyaya vermiş olduğu 03.11.2017 havale tarihli cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, reddinin gerektiğini davanın yoksun ve hukuki dayanağının bulunmadığını davanın zamanaşımından reddine, ayrıca ıslah dilekçesini de kabul etmediklerini, dava ile ilgili önceki beyanlarını tekrar ettiğini, HMK"nın 49. maddesi uyarınca davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, duruşmadaki beyanlarında da cevap dilekçelerini ve önceki beyanlarını tekrar ederek uzlaşma taleplerinin ve sulh olma yetkilerinin bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini beyan ettiği görülmüştür.
    İhbar olunan ...02.11.2017 tarihli cevap dilekçesinde; davaya konu edilen İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/1681 esas sayılı dosyasında talep üzerine mirasçılık belgesi düzenlenmiş olduğunu, karar tarihinin 30.11.2010 tarihi olduğunu, mirasçılık belgesinin hukuki niteliği itibariyle aksi ispat edilinceye kadar geçerli bir belge niteliğinde olduğunu, davacı vekili tarafından veraset ilamının gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/290 esas sayılı dosyası ile iptal davası açtığını ve davacı tarafın İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2017/302 esas ve 2017/284 karar sayılı ilamı ile yeni bir mirasçılık belgesini aldığını, tarafından düzenlenen mirasçılık belgesinin iptali davasının halen devam ettiğini, davacı tarafın tazminat davasına konu edilen karara karşı 6 yıl sonra yasal yollara başvurulduğunu, yargılama faaliyetinden dolayı tazminatla sorumlu tutulması için gerekli yasal koşulların gerçekleşmediğini, davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davaya konu İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk (Kapanan Kartal 4. Sulh Hukuk) Mahkemesi"nin 2010/1681 esas, 2010/1517 karar sayılı dava dosyası, İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2017/302 esas ve 2017/284 karar sayılı ve İstanbul 8 Asliye Hukuk mahkemesi"nin 2011/112 esas ve 2012/358 karar sayılı dava dosyaları asılları celp edilerek dosya arasına getirtilmiş ve Dairemizce incelenmiştir.
    Davacı vekili tarafından davası ıslah edilmiş, ıslah dilekçesi taraflara tebliğ olunmuştur.
    Dava; hakimlerin hukuki sorumluluğu hukuksal nedenine dayalı tazminat istemlerine ilişkindir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda; Hukuk Hakimlerinin yargılama faaliyetlerinden dolayı davanın Hakimler aleyhine değil devlet aleyhine tazminat davası açılması sistemi benimsenmiştir.
    6100 Sayılı Kanunun 46. maddesindeki sebeplere dayanarak devlet aleyhine tazminat davası açılması öngörülmüştür.
    HMK. nun 46. maddesinde tahdidi olarak sorumluluk halleri sayılmıştır.
    ...nun 46 ncı maddesinde; " Hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak devlet aleyhine tazminat davası açılabilir;
    (a) Kayırma veya taraf tutma, yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,
    (b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,
    (c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı bir karar veya hüküm verilmiş olması,
    (ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması,
    (d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahdit edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm yada karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması,
    (e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması..." hükmünü düzenlemiştir.
    Davacının dayandığı eylem ve olaylar, 46 ncı maddede sayılan eylemlerden ve olaylardan değildir. ...nun 46 ncı maddesinde sayılan sebepler davacı yararına gerçekleşmemiştir. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç biri mevcut değildir. Bu nedenle de davacının istemi Dairemizce yerinde görülmemiştir. Davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    ...nun 49 ncu maddesinde "...Dava esastan reddedilirse davacı 500,00 TL"den 5.000,00 TL"sine kadar disiplin para cezasına mahkum edilir..." hükmünü düzenlemiştir.
    Davacının davası esastan reddedildiğinden ...nun 49 ncu maddesi gereğince disiplin para cezasının takdir edilmesi uygun görülmekle takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak hazineye ödenmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
    1- Davacının hakimin hukuki sorumluluğu hukuksal nedenlere dayalı tazminat davasının koşulları oluşmadığından REDDİNE,
    2- 6100 sayılı HMK"nun 49. maddesi gereğince takdiren 1.000,00.-TL disiplin para cezasının, davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
    3- Davanın reddi dolayısıyla karar tarihi itibariyle alınması gerekli 55,20 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin olarak alınan 48,30 TL"nin mahsubu ile bakiye 6.90 TL"nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.515,70 Tl peşin harç ile 423,00 TL ıslah harcı toplamı olan 1.938,70 TL"nin istek halinde davacıya iadesine,
    4- Avukatlık asgari ücret tarifesi 10/3 maddesi gereğince 3.300,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalı ... Hazinesine verilmesine,
    5- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6100 sayılı HMK"nun 333.maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
    6- Davalı ... Hazinesi ve İhbar Olunan tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,…” karar verilmiştir.
    Kararın Temyizi:
    7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili ve vekâlet ücreti yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    III. ÖN SORUN
    8. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, nisbi harca tabi olan eldeki davada, dava açılırken eksik yatırılan peşin harcın usul ve yasaya uygun şekilde tamamlanmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    9. Bilindiği üzere kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olan malî kaynağın sağlanması amacıyla Devletin egemenlik gücüne dayanarak koyduğu malî yükümlülüklerden kaynaklanan alacakları genel olarak kamu alacakları olarak nitelendirilir.
    10. Devletin kamu alacağını oluşturan gelir kaynaklarından birini de, kamu hizmetlerinden yararlananların ödedikleri harçlar oluşturmaktadır. Harçların oluşturduğu yükümlülük, teoride, “masrafı karşılama” ve “faydalanma” ilkelerine dayandırılmaktadır. Masrafları karşılama ilkesine göre harç, hizmetin gerektirdiği maliyetle ölçülürken; faydalanma ilkesinde hizmetin maliyeti değil, yükümlü için taşıdığı değer esas alınmaktadır.
    11. Bu açıklamalar karşısında harç; bazı kamu hizmetlerinden yararlanan ve hatta kanun hükmü ile yararlanmak zorunda bırakılan özel ve tüzel kişilerin, özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kuruluşlarının hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında, belli bir ölçüde bu hizmetlerin maliyetine katılmaları amacıyla konulan ve zor unsuruna dayanan malî yükümlülükler olarak tanımlanabilir (Pınar, B.: Yargı ve İcra Harçları, Ankara 2009, s.1-3).
    12. Diğer bir deyişle “…harç; muhtelif kanunların konusunda bulunan adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetin gerektirdiği kırtasiye ve formalite masraflarını karşılamak mülahazasıyla hakiki ve hükmi şahıslardan hazinece alınan bir paradır. Yapılan işler ve görülen hizmet amme hizmetinden ziyade, kişilerin şahsına ve menfaatine ilişkindir.” (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 23.12.1976 tarihli ve 1976/7 E., 1976/6 K. sayılı kararı).
    13. Harçlar konusunda genel düzenleme içeren, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun (492 sayılı Kanun/Harçlar Kanunu/Kanun) gerekçesinde harcın tanımı “fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir” biçiminde yapılmıştır. Bu tanım, Anayasa Mahkemesinin 31.03.1987 tarihli ve 1986/20 E. 1987/9 K.; 14.02.1991 tarihli ve 1990/18 E. 1991/4 K.; 28.09.1995 tarihli ve 1995/24 E. 52 K. sayılı kararlarında da yer almıştır.
    14. Bir hizmetin harç konusu olabilmesi için; kişinin bir kamu kuruluşundan yararlanması, kişilere kamu eliyle özel bir çıkar sağlanması ve kamu idaresinin kişinin bir işiyle uğraşması gerekir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.12.1964 tarihli ve 1964/3 E., 1964/5 K. sayılı kararı).
    15. Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
    16. Nitekim 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın (Anayasa) 73. maddesinin üçüncü bendi “Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” hükmünü içermektedir.
    17. Bahsi geçen Anayasa hükmünün vergi, resim ve harç gibi parasal yükümlülüklerin veya bunlardan bağışıklığın, kapsam ve içeriğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ve açıkça gösterilmesi amacına yönelik bulunduğu bellidir.
    18. O hâlde, harca ilişkin bir kanun hükmünün yorumu ve uygulanmasında, bu ilke ve amaç gözden uzak tutulmamalıdır. Aksi hâlde, kişi ve kurumların yasal dayanağı olmayan bir yükümlülük altına alınmaları veya Devletin önemli bir gelir kaynağından yoksun bırakılması gibi, kanun koyucunun amacına aykırı ve sakıncalı sonuçların doğmasına yol açılmış olur.
    19. Açıklanan kanunilik ilkesi doğrultusunda, Harçlar Kanunu"nun 1. maddesinde, bu Kanuna göre alınacak harçlar arasında, diğer harçlar yanında yargı harçları da bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 2. maddesinde ise, yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi olduğu vurgulanmıştır.
    20. Yargı harçları; mahkeme harçları, icra ve iflas harçları, ticaret sicili harçları ve diğer harçlar olarak dört başlık altında toplanmıştır. Mahkemelerde ödenecek harçlar ise başvurma harcı, celse harcı, karar ve ilam harcı, temyiz, istinaf ve itiraz harçları ile keşif harcıdır.
    21. Harcın kimden alınacağı konusu, Harçlar Kanunu"nun “Mükellef” başlığını taşıyan 11. maddesinde düzenlenmiş; bu madde ile genel olarak yargı harçlarının, davayı açan veya harca konu olan işlemin yapılmasını isteyen kişilerce ödenmesi yükümlülüğü getirilmiştir.
    22. Davanın açılmasına esas teşkil eden harç, başvurma harcı ile peşin karar ve ilâm harcıdır. Harçlar Kanunu"nun 28. maddesine göre nisbi harca tâbi davalarda nisbi karar ve ilâm harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Kural olarak yargı harçlarının davanın açıldığı sırada ödenmesi gerekir. Harcı ödenmeyen dava dilekçesinin kabul edilip, mahkeme esas defterine kaydının yapılması hâlinde anılan Kanun’un 30 ve 32. maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek uygun bir sürede ödenmesi talep edilmelidir.
    23. Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinde dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı belirtildiğine göre anılan harçlar ilgilisince ödenmedikçe davaya devam edilmesi olanağından söz edilemez.
    24. Eldeki davada nisbi esas üzerinden eksik harç ikmal edilmeden işin esası hakkında karar verilmiştir.
    25. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    26. Buna göre yapılacak iş; davacı tarafa dava değeri olan 913.900TL üzerinden hesaplanacak eksik peşin harcın tamamlanması için usulünce ihtarat yapılarak süre verilmesi, bu sürede harç tamamlanırsa yargılamaya devam edilerek işin esasına girilmesi, tamamlanmazsa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması, süresi içerisinde harç tamamlanarak dosya yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
    27. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; dosyada yatırılması gereken nisbi harç bulunmadığı, dava açılırken alınan harcın maktu peşin harcın üstünde olduğu anlaşılmakla tamamlatılması gereken bir nisbi harcın bulunmadığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerektiği, bu nedenle ön sorununun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    28. Hâl böyle olunca, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin açıklanan usulî nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın usulden BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Bozma nedenine göre davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 27.05.2021 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.



    KARŞI OY


    492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre; yargı işlemlerinden Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olan yargı işlemleri, yargı harçlarına tâbidir (md. 2/1). Karar ve ilam harcı (1) sayılı tarifede değere bağlı davalarda nisbi harç olarak düzenlenmiştir. Nisbi harçların ödeme zamanının düzenlendiği Harçlar Kanunu 28. maddeye göre; karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.
    Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifede konusu belli bir değer ile ilgili davalarda esas hakkında karar verilmesi hâlinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31 oranında nisbi harç alınacağı düzenlenmiştir. Aynı tarifede değere bağlı davalarda dahi davanın reddi hâlinde alınacak harç nisbi harç olmayıp maktu harç olarak düzenlenmiştir.
    Harçlar Kanunu ile harç alınmasına ilişkin kurallar getirilmiş ise de aynı Kanunda ve pek çok konuda harç alınmasına ilişkin istisnalar da bulunmaktadır.
    Bu kapsamda düzenlemenin yer aldığı Harçlar Kanunu 13/1-j maddede; genel Bütçeye dahil idarelerin Harçlar Kanununun 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan müstesna olduğu düzenlenmiştir.
    Peşin alınması gereken nisbi karar ve ilam harcı dava konusu değere göre karar verildiği takdirde alınacak nisbi harcın dörtte biridir.
    Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde davalı ... Hazinesi olup tüm talebin kabulü hâlinde alınacak bir nisbi harç bulunmamaktadır. Zira davalı yargı harçlarından muaftır. Davanın reddi hâlinde ise davacıya yükletilecek harç nisbi harç olmayıp maktu harçtır. Bu nedenle bu dosyada ne karar verilirse verilsin nisbi harç alınması söz konusu olmayıp ancak davanın reddi hâlinde davacıya da yükletilcek harç ise maktu harçtır.
    Harçlar Kanunu 28. maddede değere göre peşin nisbi harç alınacağı düzenlenmiş olmayıp, alınacak nisbi harcın dörtte birinin peşin alınacağı düzenlenmiştir. Zira hüküm doğrudan alınacak karar ve ilam harcına bağlı olarak bir peşin ödemeyi içermektedir. Bu dosyada verilen karar ile alınacak bir nisbi harç bulunmuyorsa değere göre hesaplanacak peşin yatırılması gereken bir nisbi harç bulunmadığı da kabul edilmelidir. Bu dosyada alınabilecek en fazla harç davanın reddi hâlinde alınacak maktu harç olduğundan alınması gereken peşin harç da bu miktar olmalıdır.
    Dava açılırken alınan harç maktu peşin harcın üstünde olduğundan tamamlatılması gereken bir nisbi harç bulunmadığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan nisbi peşin harç eksik yatırıldığı için mütakip işlemler yapılamayacağından ön sorun bulunduğu kabul edilerek harç yönünden hükmün bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi