1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1032 Karar No: 2013/4878
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/1032 Esas 2013/4878 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, 103 ada 70 parsel taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, teknik bilirkişilerden elde edilen rapor doğrultusunda elatmanın önlenmesine karar vermiştir fakat yıkım talebi olmamasına rağmen hükümde yıkım konusunda da karar verilmiştir. Davalı Ş. G. tarafından yapılan temyiz itirazları doğru görülmüş ve karar bozulmuştur. TMK'nun 683. maddesi elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davaların konusunu haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkuzdur. Elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi arasındaki fark yalnızca Turizm İşletmeleri Yasası'nın 26. maddesi tarafından belirlenir. Davaya atıfta bulunulan 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereği karar bozulmuştur.
1. Hukuk Dairesi 2013/1032 E. , 2013/4878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ÇAMLIHEMŞİN(KAPATILAN) SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/04/2012 NUMARASI : 2010/54-2012/2
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Ş. G.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi İ. A.ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacılar dava dilekçesinde; iştirak halinde malik oldukları 103 ada, 70 parsel sayılı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın merdiven yapmak ve bostanlık düzenlemek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, 23/06/2011 tarihli keşifte ve 30/04/2012 tarihli celsede elatmanın önlenmesi yanısıra yıkım istediklerini bildirmişler, davalılardan Ş.G. ise; 71 parselde eşi G.G.in paydaş olduğunu, İzmir"de ikamet ettiğini, yılın iki ayını Çamlıhemşin"de geçirdiğini, aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği savunmasında bulunmuştur. Mahkemece; 28/07/2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda A¹ ile gösterilen 5.61 m², A² ile gösterilen 8.04 m² ve B¹ ile gösterilen 11.96 m²"lik alana elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiş, hüküm davalı Ş.G. tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 103 ada, 70 parsel sayılı taşınmazda davacıların iştirak halinde, komşu 103 ada, 71 parsel sayılı taşınmazda ise davalılar Ş.G. ve M. A."nın paylı mülkiyet üzere malik oldukları, mahallinde yapılan keşif neticesinde teknik bilirkişilerden elde edilen 25.07.2011 havale tarihli krokili raporda davalı Ş.G. tarafından 71 parselde yapılan merdivenin (A¹) harfi ile gösterilip kırmızı ile renklendirilen 5.61 m²"lik bölümünün ve bostanlı olarak düzenlenen (A²) harfi ile gösterilip mavi ile renklendirilen 8.04 m²"lik alana tecavüzlü olduğu, diğer davalı M.K."ın ise krokide C harfi ile gösterilip mor ile renklendirilen 32,08 m²lik alanda ev inşaa etmek suretiyle yapılandığı ve evin etrafını krokide (B¹) ile gösterilip turuncu ile renklendirilen 11.96 m²"lik beton düzlemle çevrelediği, (B ) ile gösterilip mavi ile renklendirilen 12.93 m²"lik alanı ise bostanlık olarak kullandığı, anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; TMK"nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davaların konusunu haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkuzdur. Eylem kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yönelik olarak açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır. Taşınmazın bir başkası tarafından da tasarruf edilmesi ya da kullanıma sunulması o yeri haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın tasarruf edenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı da açıktır. Yukarıda açıklanan olgu ve ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacıların kayden maliki bulunduğu çaplı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakları bulunmaksızın yapılanmak ve bostan olarak kullanmak suretiyle elattıkları sabittir. Bu durumda davalılardan Ş. G."in fen bilirkişinin krokili raporunda A¹ ile gösterilen 5.61 m²"lik alana merdiven yapmak, A² ile gösterilen alana bostan yapmak suretiyle, diğer davalı Mahi Ayna"nın ise krokili raporda B¹ ile gösterilen 11.96 m²"lik alana beton dökmek suretiyle müdahale ettiği saptanarak elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak; dava dilekçesindeki istek gözetilerek sadece elatmanın önlenmesi konusunda karar verilmesi gerekirken yıkım konusunda bir talep bulunmadığı halde 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesi gözardı edilerek talep aşılmak suretiyle yıkım konusunda da hüküm kurulmuş olması isabetli değildir. Davalı Ş.G.in bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabuluyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.