20. Hukuk Dairesi 2015/3837 E. , 2015/10992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki marka ve haksız rekabet hukukuna ilişkin davada Denizli Asliye Ticaret ve Denizli 3. Asliye Hukuk (Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, haksız rekabet ve tescilli marka iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı karşı davalı ile davalı karşı davacı kendilerine ait markaları TPE"ne tescil ettirmiş oldukları ve buna ilişkin marka tescil belgelerini dosyaya sunmuş oldukları, bu durumda davanın tescilli markaya müdahalenin önlenmesi ilişkin olup uyuşmazlığa 556 sayılı KHK hükümlerinin de uygulanması gerekeceği ve bu davanın Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Hukuk (Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemesi ise davaya konu uyuşmazlığın, TTK"nın 56 vd. maddeleri öngörülen haksız rekabete dayalı tazminat istemine ilişkin olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
TTK’nın 56"ncı maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hâkime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 57"nci maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla iyiniyet kurallarına aykırı hareketler 10 bent halinde gösterilmiştir. 5"nci bentde, başkasının emtiası, iş mahsulleri faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydana verebilecek şekilde, ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arzetmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun ekinde bulundurma eylemlerine yer verilmiştir. 10"ncu bentde de “Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi” de haksız rekabet olarak sayılmıştır. Rakip olmayanlar bakımından eylemin, 56"ncı madde ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesinde "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir." hükmü getirilmiştir.
Somut olayda davacı vekili, davacının 2010 yılından bu yana kanalizasyon ve baca temizleme işleri ile iştigal eden ... ... ve ... ... isimli işyerlerini işlettiğini, davacının ayrıca ... ... ve ... ... isimlerinin marka hakkını almak için 2010 yılı içinde TPE"ye başvurduğunu, davalının 2011 yılı Mart ayı içinde ilan ve broşürlerle hukuka aykırı olarak davacının işletmesi ile ilgili yanıltıcı, yanlış ve incitici beyanlarla yayım ve tanıtımlar yaparak müvekkilini mağdur ettiğini, piyasada müvekkili ile aynı iş kolunda çalışan rakiplerini ve bu arada kendi işletmesini üstün konuma getirdiğini, haksız kazanç elde ettiğini, davalının yine "www.doktorkanal.com" adlı internet sitesinde davacı müvekkilinin işyerleri ile ilgili tıpkı bastırıp yayınladığı el ilânlarındaki gibi küçültücü, karalayıcı beyanlarda bulunarak müvekkilini maddi ve manevi zarara uğratmaya devam ettiğini, davacının bu yanıltıcı ve aslı olmayan beyanlarının herkes tarafından bilinecek şekilde duyurulmasından dolayı çektiği üzüntü ve faaliyet yaptığı iş kolunda piyasadan silinme korkusunun izahına bile gerek bulunmadığını, davacının bu olaydan sonra ruhsal halinin, onur bilincinin, müşterilere var olan gönül bağlığının ve daha sayılması imkansız tüm kişisel değerlerinin zarar gördüğünü belirterek 10.000,00.-TL tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davalı tarafından hukuka aykırı olarak yayımlanarak piyasaya dağıtılan broşürdeki yanıltıcı, yanlış ve küçük düşürücü beyanların düzeltilerek yayınlanmasını, hükmün kesinleşmesinden sonra hüküm özetinin Türkiye genelinde yayınlanan tirajı yüksek bir gazetede ve Denizli"de yayınlanan yerel bir gazetede yayınlanmasını talep ve dava etmiştir. Davacı, tescilli marka hakkına da dayandığına göre uyuşmazlığın çözümünde Markaların Korunması Hakkında 556 sayılı KHK"nın uygulama yeri bulacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya bakma görevinin Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görevi dahilinde olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Denizli 3. Asliye Hukuk (Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.