22. Hukuk Dairesi 2017/19756 E. , 2019/2363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, davalı işyerinde 19.02.2003 tarihinden itibaren bilet satış görevlisi olarak çalıştığını, 19.08.2013 tarihinde haksız şekilde iş akdine son verildiğini beyanla, kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmak ve davacının işyerinde çalışan ... isimli çalışana 19.08.2013 tarihinde sataşması nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini, davacının alacak taleplerinin haksız bulunduğunu beyan etmek suretiyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak asgari miktarları belirtmek suretiyle kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Bilirkişi raporunun alınmasından sonra ise 08.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep tutarlarını yükseltmiştir. Mahkemece, davacının davasını kısmi alacak davası şeklinde açtığı kabul edilerek, davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı savunmasına göre bilirkişiden ek rapor da alınmak suretiyle zamanaşımına uğramayan alacaklar yönünden hüküm kurulmuş ise de,bu kabul ile çelişkili biçimde hüküm altına alınan alacaklara dava ve ıslah tarihi ayrımı gözetilmeksizin, tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Belirsiz alacak davası istisnai bir dava türü olup, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle açtığı ve sonrasında ıslah ettiği davasının Mahkemece kısmi alacak davası olarak kabulü isabetsiz bulunmamakta ise de, bu kabule göre hükmedilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının hafta tatili ücret alacaklarına hak kazanıp kazanamadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler hafta tatili çalışmaları için de geçerlidir
Somut olayda; davacı her ne kadar her cumartesi ve pazar günlerinde çalıştığını belirterek hafta tatili ücreti talebinde bulunmuş ise de, iddiasını ispat için dinlettiği tanıkları aynı işyerinde çalışan kimseler olmadıklarından davacının çalışma sistemini doğrudan bilebilecek durumda bulunmadıkları gibi, davacı tanığı ..."ın “ hafta içi izin kullanılabildiği“ şeklinde beyanda bulunduğu ve aynı iş yerinde çalışan davalı tanıklarının ise ""haftada 6 gün çalışılarak bir gün izin yapıldığı"" yönündeki ifadeleri gözetilerek ispatlanamayan hafta tatili ücretinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 05.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.