22. Hukuk Dairesi 2015/7842 E. , 2016/14225 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, bakiye süre ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ...... Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ....... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda, davacının aylık ücret miktarı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık vardır. Mahkemece, davacının aylık ücret miktarının belirlenmesinde, yapılan emsal ücret araştırması yetersiz olduğu gibi, işçi ücret ödemelerinin yapıldığı banka hesabı kayıtları celp edilerek incelenmemiştir. Anılan sebeple, emsal ücret araştırması genişletilerek değişik işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği sorulmalı, işçi ücret ödemelerinin yapıldığı banka kayıtları celp edilmeli ve dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek, aylık ücret miktarı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir.
3-Dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan bir yıl süreli iş sözleşmesinin, süre bitiminden önce, işveren tarafından haksız feshedilmesi sebebine dayanılarak, bakiye süreye ilişkin aylık ücret alacağının hüküm altına alınması talep edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan, 13.02.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl yürürlük süreli iş sözleşmesi belirli süreli olarak hazırlanmış ise de, davacının, inşaat işiyle uğraşılan davalıya ait işyerinde, tırmıkçı olarak görev yaptığı, somut olayda taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasını gerektiren objektif sebebin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, iş sözleşmesi baştan itibaren belirsiz süreli sayılmalıdır. Taraflar arasındaki iş ilişkisinin belirsiz süreli iş sözleşmesine dayanmasına göre de, davacının bakiye süre ücreti talep edemeyeceği açıktır. Mahkemece, bakiye süre ücretine yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
4-Davacı vekili, dosyaya sunulan bir kısım ücret bordrolarına karşı imza itirazında bulunmuş olup, mahkemece, fazla çalışma ve tatil günü ücretleri yönünden bordrolardaki tahakkukların değerlendirilmesinde, öncelikle imza itirazının nazara alınması gerekirken, bu yönde bir işlem yapılmaması hatalı olmuştur. Anılan sebeple, imzaya itiraz edilen ücret bordrolarındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı belirlenmeli, imzanın davacıya ait olduğu bordrolar, imzanın davacıya ait olmadığı bordrolar ve tamamen imzasız olan bordrolar birbirinden ayırt edilmelidir. Neticeye göre, imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmesi ihtimalinde bu bordrolardaki tahakkukların ve ayrıca tamamen imzasız olan bordrolardaki tahakkukların banka aracılığıyla ödenip ödenmediği yönünde banka kayıtları celp edilerek incelenmeli ve neticeye göre bir sonuca gidilmelidir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ücret bordrolarındaki tatil günü ücreti tahakkuklarının, çalışma karşılığı olmayan tatil günü ücretine mi, yoksa çalışma karşılığı olan tatil günü ücretine mi ilişkin olduğu hususlarının tartışılmaması bir diğer hatalı yöndür.
5-Kabule göre de;
Davacı, toplam brüt 4.550,00 TL ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Bilirkişi raporunda, ihbar tazminatının brüt 3.738,47 TL tutarında hesaplanmasına ve mahkemece de bu rapora itibar edildiğinin açıklanmasına göre, hüküm sonucunda söz konusu alacağın brüt 3.038,47 TL tutarında hüküm altına alınması çelişkilidir.
Davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretine yönelik talebi, brüt 1.250,00 TL"dir. Bilirkişi raporunda, ulusal bayram ve genel tatil ücreti yüzde otuz oranında indirim uygulandıktan sonra, brüt 790,65 TL tutarında hesaplanmıştır. Mahkemece bu raporun hükme esas alındığı belirtilmesine rağmen, hüküm sonucunda anılan alacağın brüt 690,65 TL tutarında hüküm altına alınması bir diğer çelişkili yöndür.
Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarında uygulanan indirim sebebiyle reddine karar verilen talep miktarının, davalı lehine takdir edilecek vekalet ücretinin belirlenmesinde nazara alınmaması gerekirken, aksi yönde kabulle sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.