Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/22748
Karar No: 2014/6387

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/22748 Esas 2014/6387 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2013/22748 E.  ,  2014/6387 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İzmir 3. Aile Mahkemesi
    TARİHİ :01.07.2013
    NUMARASI :Esas no:2012/670 Karar no:2013/528

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davalı koca 18.2.2014 tarihli temyiz dilekçesinin eki olarak verdiği dilekçesinde; davacının boşanma kararı kesinleşmeden bir başkasıyla nişanlandığını iddia ederek, buna ilişkin fotoğrafları sunmuştur.
    Evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerden biri olan "sadakat yükümlülüğü" (TMK.md. 185/3) boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devam eder. Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı, boşanma davasının açılmasından sonra meydana gelmiş olsa bile, bu hususun diğer eş tarafından iddiadan ibaret kalmayacak şekilde delillendirilmesi durumunda, mahkemece bu iddianın davayı etkileyen önemli bir hadise olduğu kabul edilerek üzerinde durulması gerekir. Zira sadakatsizlik iddiasının sabit olması durumunda, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak takdir edilecek boşanmanın sonuçlarından olan nafaka (TMK.m.175) ve tazminat (TMK.m.174/1-2) taleplerinin bundan etkilenmesi söz konusu olacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece yeni hadise şeklinde ileri sürülen ve davada verilen hükmü önemli ölçüde etkileyecek nitelikteki sadakatsizlik iddiasının üzerinde durulup,sunulan delillerin incelenerek bu konuda hakimin davayı aydınlatma ödevi (HMK.m.31) çerçevesinde taraflardan açıklama istenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucuna göre, kusur dağılım ve derecesinin belirlenmesi ile boşanmanın eki olan taleplerin karara bağlanması için hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 20.03.2014(Prş.)

    KARŞI OY YAZISI

    Hükmü temyiz eden davalının temyiz süresinden çok sonra verdiği 18.02.2014 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu davacının resimlerini ihtiva eden bilgisayar çıktıları, hükmün bozulmasına yeterli değildir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.
    KARŞI OY YAZISI
    Davalı-karşı davacı (koca), davacı-karşı davalı (kadın)ın açtığı boşanma davasına karşı verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davacı eşinin sebep olduğunu ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının davasının kabulüne, kocanın davasının reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı koca dava dilekçesinde, yargılama aşamasında ve temyiz dilekçesinde kadının sadakatsizliğine ilişkin bir vakıaya dayanmadığı gibi buna ilişkin bir delilde göstermemiştir.
    Hükmün temyiz edilmesinden ve dosyanın dairemize gelmesinden sonra 18.02. 2014 tarihinde dairemize gönderdiği dilekçesinde; davacı-davalı kadının bir başkasıyla nişanlandığını ileri sürerek buna ilişkin bilgisayardan çıkarıldığı anlaşılan resimler ibraz etmiştir.
    Sayın çoğunlukla aramızdaki fark dava dilekçesinde dayanılmayıp, temyiz aşamasında bile ileri sürülmeyen vakıaların ve delillerin, temyiz aşamasında mahkemece değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu deliller değerlendirilmek üzere hükmün bozulup bozulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119/1-e maddesi uyarınca davacı, davanın dayanağı olan bütün vakıaları ve bunlara ilişkin delillerini sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte dava dilekçesine yazmalıdır. Bunlar, dava dilekçesindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır.
    Dava dilekçesinde ileri sürülmemiş olan vakıalar, davadan sonra kendiliğinden incelenemeyeceği gibi, hakim onları hatırlatacak hallerde dahi bulunamaz (HMK. m. 25/1). O halde, sadece dava dilekçesinde bildirilmiş olan vakıalar davanın sınırını çizmekte ve mahkemece ancak, bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir. İşte bu nedenledir ki, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, davacının dava dilekçesinde dayandığı olayları kapsar.
    Aksinin kabulü; davacının dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın hangi aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde “Boşanmada yargılama usulü” ayrıca düzenlenmiş; anılan maddenin ilk fıkrasında “Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir” hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının genel yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiştir.
    Boşanmada genel yargılama usulünün uygulanmasına ayrık olan kurallar ve uygulanması gereken özel usuller, Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olmasına karşın; bu sınırlamalar ve istisnalar içinde, davadan sonra ortaya çıkan ve dava dilekçesinde dayanılmayan fiili ve hukuki olguların değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
    Şu hale göre; her dava ve bu bağlamda -eldeki davada olduğu gibi- boşanma davaları, açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre sonuçlandırılmalıdır. Öyle ki, bu husus vazgeçilmez temel bir hukuk kuralıdır.
    Dava dilekçesinde, davanın açıldığı tarihe kadar davacı-karşı davalı (kadın)ın nişanlandığı ileri sürülmemiştir. Bu itibarla, dava tarihinden hatta karar tarihinden sonra ileri sürülen bir vakıanın değerlendirilmesi ve hükme esas alınması olanaklı değildir.
    Nitekim Hukuk Genel Kuruluda 2010/2-227 esas ve 2010/324 karar sayılı 16.06.2010 tarihli kararında da her davanın açılmasına kadar gerçekleşen ve dava dilekçesinde dayanılan hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.
    Dava dilekçesinde gösterilmeyen bir vakıanın, davadan, karardan ve hatta temyiz den sonra ileri sürülemeyeceği ve hükmün bu sebeple bozulamayacağı düşüncesiyle usul ve kanuna uygun hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi