7. Ceza Dairesi 2015/24062 E. , 2017/9584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna Muhalefet
HÜKÜM : Beraat, Müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Katılan ... İdaresi vekilinin temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede;
Suçun niteliğine göre, suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi"nin davaya katılan olarak kabulü hükmü temyize hak kazandırmayacağından, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Müşteki Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu kamu davasından usulüne uygun olarak haberdar edilmemiş ve davaya katılmamış ise de, 5271 sayılı CMK.nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasal yollarının açık olduğu gözetilip, müşteki kurumun suçtan zarar görme olasılığına göre sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğundan müşteki Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre suçtan zarar gören müşteki Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 21/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
4733 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan beraate ilişkin hükmün, müşteki Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekili tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Müşteki Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, soruşturma aşamasında sanık hakkında yürütülmekte olan soruşturmadan haberdar edilmediği gibi kovuşturma evresinde de duruşmalardan haberdar edilmemiş, karar verildikten sonra gerekçeli kararın tebliği üzerine Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekili tarafından beraate ilişkin karar müşteki vekili sıfatıyla süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarih ve 2013/250 E, 2014/267 K sayılı Kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK"nun mağdur ve şikâyetçinin haklarını düzenleyen 234. maddesinin 1/1-b alt bendinde, mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde; duruşmadan haberdar edilme, kamu davasına katılma, tutanak ve belgelerden vekili aracılığı ile örnek isteme, tanıkların davetini isteme, vekili yoksa, baro tarafından kendisine avukat atanmasını isteme, davaya katılmış olma şartıyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma haklarının bulunduğu hüküm altına alınmış, maddenin son fıkrasında da, bu hakların mağdur ve şikâyetçiye anlatılıp açıklanacağı ve bu hususun tutanağa yazılacağı belirtilmiştir.
Katılmaya ilişkin hükümlere ise CMK"nun 237 ila 243. maddelerinde yer verilmiştir.
“Kamu Davasına Katılma” başlıklı 237. maddesinde;
“1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır”,
“Katılma Usulü” başlıklı 238. maddesinde ise;
“1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.
2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.
3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.
4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaz” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Kanun yollarına ilişkin genel hükümlerin yer aldığı 260. maddesinde ise; “…bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmüne yer verilmiştir.
5271 sayılı CMK.nun 237. maddesinde suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların davaya katılabilecekleri kabul edilmiş, ancak kanun yolu muhakemesinde bu hakkın kullanılamayacağı esası benimsenmiş, bununla birlikte istisnai olarak; "ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır" hükmü getirilmiştir. Anılan kanunun 238. maddesi uyarınca; davaya katılma hakkının kullanılması için dilekçe ile başvurma yönteminin yanı sıra sözlü olarak yapılan istemin duruşma tutanağına geçirilmesi de yeterli görülmüş, hatta şikayetçi olduğunu bildiren kişiye mahkemelerce, davaya katılmak isteyip istemediğinin sorulması hususunda zorunluluk getirilmiştir. Bu zorunluluk karşısında duruşmaya katılan mağdur ve şikayetçiyeöncelikle CMK.nun 234. maddesinde yazılı bulunan haklarının anlatılması ve bu durumun duruşma tutanağına yazılması gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Müşteki Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, soruşturma aşamasında sanık hakkında yürütülmekte olan soruşturmadan haberdar edilmediği gibi kovuşturma evresinde de duruşmalardan haberdar edilmemiş olması karşısında; Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekiline 5271 sayılı CMK.nun 234. maddesindeki haklarının hatırlatılması, mağduru oldukları eylemlerle ilgili sanıktan şikâyetçi olup olmadıkları ve şikayetçi olduklarını bildirmeleri halinde ise davaya katılmak isteyip istemediklerinin sorulması, sonucuna göre katılma konusunda bir karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu gibi, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun davaya katılması hususunda 5271 sayılı CMK.nun 237/2. maddesi uyarınca temyiz aşamasında Dairece bir karar verilmesi mümkün değildir. Tüm bu anlatılanlar karşısında, duruşmalardan haberdar edilmeyen şikayetçi Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin gerekçeli karar tebliği üzerine hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK.nun 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu cihetle; sanığa yüklenen suçtan zarar gören ilgili Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma olanağı sağlanmadan hüküm kurulmak suretiyle CMK.nun 234/1-b maddesine aykırı davranılması gerekçesiyle beraate ilişkin hükmün bozulması yerine, yerel mahkemenin kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 21.11.2017