14. Hukuk Dairesi 2015/15475 E. , 2015/11551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olaya gelince; davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. 181 ada 6 sayılı parsel ... sayılı taşınmazın genel yola sınırı bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu açıktır.
Aleyhine geçit kurulan 181 ada 5 sayılı parselin (eski 2258 sayılı parsel) doğusundaki 1, 2, 3, 4, 6, 10 ve 11 sayılı parsellere göre düşük kotta olduğu, nazım imar planına göre de bu parsellerin bulunduğu yerden imar yolunun geçirileceği anlaşılmaktadır.
Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlar üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir. Doğu taraftaki tercih edilmeyen alternatiflerin üzerinde bulunduğu 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümü ise oldukça azdır. Ayrıca, bu kapsamda 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kuzeyindeki 4 parsel sayılı taşınmazdan doğu taraftaki Bartın-Amasra yoluna ulaşacak şekilde geçit kurulup kurulamayacağı da araştırılmış değildir.
Diğer taraftan dosya içerisindeki .. Belediye Meclisinin 08.12.2011 tarihli, 113 sayılı kararı da değerlendirilerek öncelikle batı taraftaki 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ileride konut (inşaat) yapılmasının mümkün olup olmayacağı hususu da değerlendirilerek en uygun yerden geçit kurulması gerekir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de davalılar ..., ..., ..."ün 1984-1989 yılları arasında .. yönetim kurulunda bulundukları şeklinde beyanda bulunduklarından davalı kooperatifin şu anki mevcut yöneticilerinin kim olduklarının . Müdürlüğünden araştırılarak taraf teşkilindeki noksanlığın gözetilmemesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.