17. Hukuk Dairesi 2015/9882 E. , 2016/484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kasko poliçesiyle sigortaladığı davacı aracının yaptığı tek taraflı kazada pert olduğunu, davalının başvurularına yazılı cevap vermemekle birlikte sözlü olarak istiap haddi aşımı gerekçeli ödeme yapmadığını bildirdiğini, olayda istiap haddi aşımı olmadığını, kazanın yoldaki buzlanma nedeniyle oluştuğunu, ceza soruşturmasında sigortalı araç sürücüsü hakkında takipsizlik kararı verildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL. tazminatın davalıya başvuru tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebine konu kazada oluşan hasarın Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.8 maddesi gereği teminat dışı olduğunu, zira kazanın münhasıran istiap haddinin aşılması nedeniyle gerçekleştiğini, şirketlerinin yaptığı araştırma ile de davacı aracında kaza anında 22 kişi bulunduğunun saptandığını, aracın pert olduğunun kabulü halinde sovtajı talep etmediklerini ve zarar hesabının buna göre yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 22.500,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesi ile davalıya sigortalı araçta oluşan hasar bedeline ilişkin tazminatın sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1429/1. maddesi "Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez" düzenlemesini benimsemiş ve sigortalı ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin ihmallerinden doğan zararların da sigorta teminatı kapsamında kaldığını kabul etmiştir.
Kasko sigortaları bakımından sigorta teminatı kapsamı dışında kalan haller, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları"nın A.5. Maddesinde sayılarak belirlenmiş bulunmaktadır. KSGŞ"nın A.5.8. Maddesinde "Aracın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşıması sırasında meydana gelen ve münhasıran aracın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanan zararlar" teminat dışı haller içinde sayılmış olmakla birlikte; istiap haddinin aşılmasının rizikonun teminat dışı kalmasına yol açması için kazada münhasıran etkili olması, kazanın oluşumunda başka etken bulunmaması ve istiap haddi aşılmamış olsaydı kazanın meydana gelmeyecek olması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı taraf, kaskolu aracın yoldaki buzlanma nedeniyle kayması sonucu kazanın oluştuğu, zararın teminat kapsamında kaldığı iddiası ile kasko sözleşmesi kapsamında tazminat talep etmiş; davalı sigortacı ise, kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığı ve zararın teminat kapsamında olmadığı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, hükme esas alınan 25.11.2014 tarihli heyet raporunda; davacı aracı sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde istiap haddi aşımının münhasıran etkili kabul edilemeyeceği, bu durumun kazaya kısmen etki edeceği, oransal olarak bu etkinin ise %25 olduğu belirlemesi yapılmış, davacının gerçek zarar miktarı olan 30.000,00 TL"den %25 indirim ile talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği saptanmıştır. Mahkeme tarafından bu rapor benimsenmek suretiyle, davacının talep edebileceği tazminat miktarında indirim yapılmış ve davacı lehine 22.500,00 TL. tazminata hükmolunmuştur.
Yukarıda ifade olunan 6102 sayılı TTK"nun 1429/1. maddesi ile, sigortalının ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişinin ihmal düzeyindeki kusurunun tazminattan sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı; ancak kasten yaratılan zararların sorumluluğu ortadan kaldıracağı ilkesinin benimsenmiş olması, davacı aracı sürücüsü tek taraflı olarak yaptığı kazada tam kusurlu olsa da kusurunun ihmal boyutunda olması, Kasko Sigortası Genel Şartları gereği istiap haddi aşımının olayda münhasıran etkili olmadığı durumlarda zararın teminat kapsamında olması, somut olayda zararın teminat dışı kalmasına yol açacak bir durumun bulunmaması, kasko sigortasının mahiyeti icabı sigortalının kusuru ile (kast düzeyine varmayan) oluşan zararları da teminat altına almak amacıyla yapılması hususları gözetildiğinde, sigortalının kusuru nedeniyle tazminatta indirim yapılamayacağı görülmektedir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak mahkeme tarafından itibar olunan bilirkişi raporunda saptanan, istiap haddi aşımının kazaya etki oranı olarak bildirilen % 25 oranında tazminatta indirim yapılması doğru görülmemiş ve kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA,
aşağıda dökümü yazılı 1.152,30 TL kalan harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.