11. Hukuk Dairesi 2017/2687 E. , 2019/1684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12/01/2017 tarih ve 2014/471-2017/18 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 26.02.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. .... ile davalı .... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Av. ..., davalı Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar tarafından taahhütname, protokol ve yasal mevzuat hükümleri gereği ödenmesi gereken ... Köyü Enerji Nakil Hattına ait 1999-2009 yılları arasındaki arazi tahsis bedelleri ile gecikme zammı ve KDV"nin eksik ödendiğini ileri sürerek, arazi kullanım bedeli olan 65.806,44 TL ana para ve %18 KDV"si 11.845,16 TL olmak üzere toplam 77.651,60 TL"nin son ödeme tarihlerinden itibaren 6183 sayılı Yasa gereğince işleyen aylık gecikme zammı ve KDV"si ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın ormanlık alandan geçen enerji nakil hatlarının arazi tahsis bedellerine ilişkin olup, husumetin ... Genel Müdürlüğüne yöneltilmesinin yanlış olduğunu, elektrik dağıtım tesisleri kurma ve işletmenin ..."dan ayrı bir tüzel kişiliği ve varlığı bulunan ... ... Genel Müdürlüğünün faaliyet alanı içinde olduğunu, ...’ın faaliyet alanı içinde bulunan enerji nakil hatları ile ilgili izin-irtifak bedeli talebi ile ilgili davalı kurum aleyhine sorumluluk yüklenemeyeceğini, ayrıca davaya dayanak teşkil eden protokol tarihinin 04/04/2002 olduğunu, davanın açıldığı tarih itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, talebin yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, ...’ın 11/02/2009 tarihine kadar 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve şirket ana sözleşmesine göre sermayesinin tamamı ...’a bağlı ortaklık konumundaki bir devlet kuruluşu iken %100 oranındaki hissesinin tamamının ... Enerji Yatırımları A.Ş"ye satılarak özelleştirildiğini, bu özelleştirilme ile
...’a ait enerji nakil hatları ve taşınmazların mülkiyetlerinin devredilmediğini, işletme hakkının süreli olarak devredildiğini, enerji nakil hatları ve taşınmazların mülkiyetinin ...’da kaldığını, davacı idare vekilinin talep ettiği orman izin bedeli farkının 1999-2008 yılları arasını kapsadığını, şirketin özelleştiği 11/02/2009 tarihinden öncesine ait olduğunu, şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanın dayanağı olan 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 17. maddesinin 3. fıkrasının Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile iptal edildiğini, 5192 sayılı Kanun ile yeniden bir düzenleme yapıldığını, bu alanlarda devletçe yapılan veya işletilenlerden bedel alınmaz hükmünün getirildiğini, ..."ın bir devlet kuruluşu olduğunu, izin bedeli ve miktarının haksız ve çok fahiş olarak belirlendiğini, 6183 sayılı Kanun"un 51. maddesine göre gecikme zammı talebinin mümkün olmadığını, miktarı belirlenmemiş bir bedel veya alacağın muaccel hale gelmesinin ancak bedelin hesaplanması ve hesaplanan bedelin davalı şirkete tebliğ edilmesiyle mümkün olacağını, davalıya herhangi bir ihtarname tebliğ edilmediğini, bu nedenle faiz ve KDV talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar arasındaki devir protokolünün hükümleri gözetildiğinde ..."ın faaliyet alanında kalan enerji nakil hatları bedelinden doğan alacağın tahsili için açılan davada husumetin ..."a yöneltilmesinin mümkün olmadığı, 04/04/2002 tarihli protokolün dava tarihi itibariyle ve ödenmesi gereken yıllar itibariyle yürürlükte olduğu, bu protokol uyarınca 2002 yılında ve sonraki yıllarda ödenecek arazi bedelleri için her yıl deflatör katsayısı oranında artış yapılması gerektiği, davalı ..."ın 12/03/2009 tarihinde temerrüde düştüğü, bu tarihten itibaren gecikme zammının talep edilebileceği, gecikme zammının 6183 sayılı Yasa"nın 51. maddesi uyarınca hesaplanması gerektiği, 26740 sayılı Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmeliğin 64. maddesinde ödenmeyen bedeller için 6183 sayılı Yasa"nın 51. maddesinde düzenlenen oranda gecikme zammı alınacağının açıkça düzenlenmesi karşısında alınması gereken gecikme faizinin 6183 sayılı Yasa hükümlerinde belirtilen gecikme zammı oranı kadar olacağı ve yine 3065 sayılı KDV Yasasının 24/c hükmü uyarınca söz konusu alacağa KDV"nin de uygulanması gerektiği, bu nedenle ödenmemiş olan izin bedeline ve bu bedel üzerinden ödenecek KDV miktarına ayrı ayrı gecikme zammı yürütülebileceği gibi ödenmeyen izin bedelinin bu bedel üzerinden ödenmesi gereken KDV miktarı ile toplanarak, tespit edilecek miktara gecikme zammı uygulanmasının mümkün olduğu gerekçesiyle, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, eksik ödenen arazi kullanım bedeli olarak 77.562,25 TL alacağın 12/03/2009 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince işleyecek aylık gecikme zammı ve gecikme zammı KDV"si ile birlikte davalı ..."tan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, sözleşme ve taahhüt senedi hükümleri gereği 1999 ile 2009 yılları arasındaki döneme tekabül eden arazi tahsis bedeli ve KDV"si ile gecikme zammı ve KDV"sinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece 02/06/2016 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1999 yılına ilişkin ödenmesi gereken tahsis bedelinin 3.050,49 TL"den ödenen 290,60 TL mahsup edilerek alacağın 2.759,89 TL olduğunu bildirmişse de, bedelin nasıl bulunduğu taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olarak açıklanmamıştır. Şayet bu bedel taahhüt senedinin 7-a maddesi gereği komisyonca belirlenmişse bu belirlemenin yöntemine uygun olup olmadığı, idarenin kullanım bedelini belirleme hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket edip etmediği irdelenmemiş soyut olarak idarenin bildirdiği değer esas alınmıştır. Dolayısıyla rapor bu haliyle denetime elverişli değildir. Bu suretle, mahkemece, davaya dayanak protokol ve taahhüt senedinde yer alan hükümler nazara alınarak ibraz edilen 1999 yılı arazi tahsis bedeli kıymet takdir tutanağı ve 02/02/2009 tarihli ./..
inceleme raporu ile ekinde yer alan eksik ödenen enerji nakil hakkı izni bedel tablosunda yer alan hesaplamalar ile bildirilen bedellerin doğruluğunun denetlenmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılarak iddia ve savunmalara göre dava konusu edilen alacakların tespitinin sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davacı ile davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı ile davalı ... yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş."den alınarak davacıya verilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş."ye verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.