Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5434
Karar No: 2021/9577
Karar Tarihi: 26.05.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/5434 Esas 2021/9577 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/5434 E.  ,  2021/9577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... A.Ş. vekili ile davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 01.09.2005-16.09.2013 tarihleri arasında davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş."ne ait işyerinde davalı Emre Hizmet Organizasyon İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. bünyesinde evrak kayıt bölümünde çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız ve tek taraflı olarak 16.09.2013 tarihinde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalıların Cevabının Özeti:
    Davalı ...Ş. vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalılar... A.Ş. ile... A.Ş vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar ... A.Ş. ile ... A.Ş."nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacının yıllık izin ücret alacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
    Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
    Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve kanuni bir engel bulunmamaktadır.
    Uygulama ve öğretide kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davalar, hakkın doğumundan itibaren, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde de genel zamanaşımı 10 yıl olarak belirlenmiştir.
    Tazminat niteliğinde olmaları sebebi ile sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı, işe başlatmama tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu"nun; 5. maddesindeki eşit işlem borcuna aykırılık sebebi ile tazminat, 26/2 maddesindeki maddi ve manevi tazminat, 28. maddedeki belgenin zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat, 31/son maddesi uyarınca askerlik sonrası işe almama sebebi ile öngörülen tazminat istekleri on yıllık zamanaşımına tabidir.
    4857 sayılı Kanun"un 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları ise mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 126/1 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir. 01.06.2012 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 147. maddesi ise ücret gibi dönemsel nitelikte ödenen alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olacağını belirtmiştir.
    Somut olayda; davacının iş sözleşmesinin feshi 16.09.2013 tarihli olup, dava 27.09.2013 tarihinde açılmış ve 05.11.2020 tarihinde ise ıslah edilmiştir. Buna göre ıslah tarihi itibariyle feshin üzerinden 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden, dava dilekçesinde talep edilen 500,00 TL haricinde yıllık izin ücreti alacağı zamanaşımına uğramış olduğundan, ıslah edilen tutar yönünden alacağının kabulü isabetsiz bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Diğer yandan davacı davasını ... A.Ş.’ye yöneltmiş, ... A.Ş. ise vekili aracılığıyla sunduğu cevap dilekçesinde, asıl işveren konumunda bulunmadığını ileri sürerek davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur. Mahkemece bozma ilamı öncesi yapılan yargılama sırasında, davacının taraf sıfatında kabul edilebilir bir hataya düştüğü kabul edilerek, davacıya taraf değişikliği yapması için süre verilmiştir. Davacı mahkemece verilen süre içinde davasını ... A.Ş.’ye yöneltmiş ve davada taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanarak, dava ... A.Ş.’ye karşı görülmüştür. Böylece ... A.Ş.’nin taraf olmaktan çıkartıldığı, ... A.Ş.’nin ise davalı olarak taraf sıfatına haiz olduğu açıktır. Nitekim Mahkemece verilen ilk kararda da ... A.Ş. karar başlığında davalı olarak gösterilmemiştir.
    Gerçekten de dosya kapsamına göre ... A.Ş.’nin taraf sıfatına haiz olmadığı, ancak dava dilekçesinde davalı tarafın yanlış gösterilmesinin de kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, Mahkemece bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda, daha evvel davanın tarafı olmaktan çıkartılan ... A.Ş. aleyhine hüküm kurulması usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124/4 hükmüne de aykırı olmuştur. Ayrıca aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen ... A.Ş. lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş olması da Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124/4 hükmüne aykırı olup, kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 26.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi