Hukuk Genel Kurulu 2018/911 E. , 2021/623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı şirket temsilcisi dava dilekçesinde; Çin"den ithal ettiği ve bedelini ödediği malların 29.12.2009 tarihinde İzmir Gümrük Müdürlüğü"ne geldiğini, belgelerde eksiklik olduğu gerekçesiyle idarece malların teslim edilmediğini, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/179 E. sayılı dosyasında TCDD Liman İşletmesi Müdürlüğü aleyhine malların teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemi ile dava açtığını, mahkemece 22.04.2013 tarihli ve 2012/179 E., 2013/146 K. sayılı kararla davanın reddine karar verildiğini, kararın yasa yollarından geçerek kesinleştiğini, temyiz incelemesinde Yargıtay denetiminin de usul ve yasaya uygun yapılmadığı için müteselsil sorumluluk oluştuğunu, mahkeme hâkiminin yasal düzenlemelere açıkça aykırı karar verdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000TL maddi tazminat ile 65.000TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, HMK’nın 48. maddesine aykırı olarak dayanılan sorumluluk nedenlerine ilişkin delillerin açıkça belirtilmediğini ve sorumluluğu ispatlayacak yeterli delilin sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.02.2018 tarihli ve 2016/4 E., 2018/1 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı temsilcisi, dava dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ile duruşmadaki beyanlarında özetle, Çin"den ithal ettiği malların 29.12.2009 tarihinde İzmir Gümrük Müdürlüğüne geldiğini, belgelerde eksiklik olduğu gerekçesiyle idarece malların kendisine teslim edilmediğini, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/179 Esas sayılı dosyasında "malların teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tazmini" istemi ile TCDD Liman İşletmesi Müdürlüğü aleyhine dava açtığını, Mahkemenin 22.04.2013 gün ve 2013/146 sayılı kararla davanın reddine karar verildiğini, kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğini, mahkeme kararının gerekçesi ile yürürlükteki mevzuatın taban tabana zıt olduğunu, mahkeme gerekçesinin yasal düzenlemelere aykırı bulunduğunu, Yargıtay Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesinin de usul ve yasaya aykırı gerçekleştiğini, bu sebeple müteselsil sorumluluk doğduğunu bildirerek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminat ile 65.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, davanın süresinde açılmadığını, zaman aşımının gerçekleştiğini, HMK 46. maddesinde düzenlenen koşulların oluşmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
HMK 48/2. maddesi gereğince dava kendisine ihbar edilen ve fer"i müdahale talebinde bulunan ilgili hakim, dilekçe ve beyanlarında özetle, davanın zaman aşımına uğradığını, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğunu Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Dava, 6100 sayılı HMK 46 vd. maddelerinde düzenlenen Hakimin hukuki sorumluluğu nedeniyle Devlet aleyhine maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK 47/1 maddesinde "Devlet aleyhine açılan tazminat davasının, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hakimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili dairesinde, Yargıtay Başkan ve Üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.04.2013 gün ve 2012/179 Esas-2013/146 Karar sayılı dosyasında kararı veren Hakim ..."un sorumluluğu iddiasıyla dava, ilk derece mahkemesi sıfatı ile Dairemizde açılmış olup, dava dilekçesinde Yargıtay denetimininde usul ve yasaya uygun yapılmadığı, bu sebeple müteselsil sorumluluğun bulunduğu iddiasıyla kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarında görev yapan Daire başkan ve üyelerinin dc sorumluluğuna işaret edilmiştir.
Davanın kabulü halinde, ilk derece mahkemesi hakimi ile birlikte Dairemizin ilgili başkan ve üyelerininde sorumluluğu söz konusu olabileceğinden HMK 47. maddesi gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlıkta görevlidir.
HMK 114-1/C maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup HMK 115/2 maddesinde de dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddedileceği öngörülmüştür.
Açıklanan gerekçe ve yasal düzenlemeler karşısında uyuşmazlıkta Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla görevli bulunduğundan, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
Uyuşmazlıkta Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla görevli bulunması nedeniyle HMK 114-1/C ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİ İLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uyuşmazlıkta görevli bulunduğuna,
HMK 20 maddesi gereğince süresinde başvuru halinde dosyanın görevli Daireye gönderilmesine,
HMK 331 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli Dairece değerlendirilmesine…” karar verilmiştir.
7. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21.05.2018 tarihli ve 2018/27 E., 2018/18 K. sayılı kararı ile;
“…DAVA : Davacı dava dilekçesinde; Çin"den ithal ettiği malların 29/12/2009 tarihinde İzmir Gümrük Müdürlüğü"ne geldiğini, belge eksikliği olduğu belirtilerek malların teslim edilmediğini, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde TCDD Liman İşletmesi Müdürlüğü aleyhine malların teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemi ile dava açtığını, mahkemece 22/04/2013 gün ve 2012/179 esas, 2013/146 sayılı kararla davanın reddine karar verildiğini, kararın yasa yollarından geçerek kesinleştiğini, mahkeme gerekçesinin yasal düzenlemelere açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığı, zamanaşımı süresinin dolduğunu, HMK"nun 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE : Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava şartı niteliğinde bulunan görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmelidir. (HMK m.114/c, m.115).
"İlk derece ve bölge adliye mahkemesi hakimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesi" görevli bulunmaktadır. (HMK. m.47).
Dava konusu edilen asıl uyuşmazlık, ticaret hukukuna ilişkin olup, asliye ticaret mahkemesince çözümlenmiş olması dikkate alındığında ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi görevlidir. Dairenin görevsizlik kararında belirtilen gerekçe ancak çekinme sebebi olabilir. Şu durumda, hukuki sorumluluk davasındaki görev de adı geçen Daireye ait bulunmaktadır. Bu durumda görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gösterilen nedenle;
1-HMK"nun 47. maddesi gözetilerek uyuşmazlığın esasının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin görevine girdiği anlaşıldığından, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde ve talep halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
8. Özel Daire kararı süresi içinde davacı şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
9. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
10. HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
11. HMK’nın 47. maddesinde ise;
“(1) Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür. Dava, bu dairenin Başkan ve üyelerinin fiil ve kararlarından dolayı ise yargılama Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinde yapılır. Verilen kararların temyiz incelemesi Hukuk Genel Kurulunca yapılır. Temyiz incelemesine, kararı veren başkan ile üyeler katılamaz.
(2) Devletin sorumlu hâkime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlamış olan mahkemede görülür.” şeklinde davaların açılacağı mahkeme düzenlenmiştir.
12. “Dava dilekçesi ve davanın ihbarı” başlıklı HMK’nın 48. maddesinde de;
“(1) Tazminat davası dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayanıldığı ve delilleri açıkça belirtilir; varsa belgeler de eklenir.
(2) Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
13. Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirket temsilcisi dava dilekçesinde mahkeme kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından denetiminin de usul ve yasaya uygun yapılmadığını, bu sebeple müteselsil sorumluluk oluştuğunu ileri sürmüş; 23.02.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise kararın ilgili daire tarafından onanmış olmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. Bu durumda dava dilekçesinde açıkça Yargıtay denetiminin usul ve yasaya uygun yapılmadığı, başka bir anlatımla ilk derece mahkemesi hâkimi ile birlikte temyiz ve karar düzeltme aşamalarında görev yapan 11. Hukuk Dairesinin başkan ve üyelerinin de müteselsil sorumluluğunun bulunduğu iddia edildiğinden; HMK’nın 47/1. maddesi gereğince davanın 4. Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmesi, HMK’nın 48/2. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da kararın temyiz ve karar düzeltme aşamasında görevli olan 11. Hukuk Dairesinin başkan ve üyelerine ihbarı ile işin esası incelenerek sonuca varılması gerektiğinden, 4. Hukuk Dairesince verilen görevsizlik kararı doğru olmamıştır.
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; davacının dava dilekçesinde ilk derece mahkemesi hâkiminin usul ve yasaya aykırı karar verdiğinden bahisle sorumlu olduğunu ileri sürerek davayı mahkeme hâkiminin yargılama faaliyeti nedeniyle açtığı, HMK’nın 47/1. maddesine göre ilk derece mahkemesi hâkiminin fiil ve kararından dolayı açılan tazminat davasının asıl uyuşmazlığın çözümlenmesinde görevli olan 11. Hukuk Dairesinde görülmesi, 4. Hukuk Dairesince verilen görevsizlik kararının doğru olduğu ve onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
15. Hâl böyle olunca, davacı şirket temsilcisinin dava dilekçesi ve yargılama aşamasında dosyaya sunduğu beyan dilekçelerine, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği görevsizlik kararının bozulması gerekmiştir.
III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 21.05.2018 tarihli ve 2018/27 E., 2018/18 K. sayılı görevsizlik kararının BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz harcının yatırana geri verilmesine, 27.05.2021 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.