12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1966 Karar No: 2010/14627 Karar Tarihi: 10.06.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/1966 Esas 2010/14627 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/1966 E. , 2010/14627 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/10/2009 NUMARASI : 2009/317-2009/482
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 129.maddesinde öngörülen; "Satış bedelinin 2.ihalede muhammen bedelin %40"ı dışında, satış masraflarını da karşılaması kuralının amacı, borçlunun taşınmazının, paraya çevirme masrafları dışında en az muhammen bedelin %40"ı oranında değerlendirilmesidir. (Somut olayda, takip yapan alacaklının alacağına rüçhanlı bir alacak bulunmadığından rüçhanlı alacağı karşılama ilkesinin tartışılmasına gerek bulunmamaktadır.) Nitekim, aynı esaslara İİK.nun 138.maddesinin ikinci fıkrasında yer verilmiştir. Bu fıkrada aynen şöyle denilmektedir; "Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınıp, artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde, alacakları nispetinde paylaştırılır." Bu madde hükmünden anlaşılacağı gibi para çevirme masraflarının, öncelikle satış bedelinden alınarak bunları yapan alacaklıya (veya alacaklılara) ödenmesi gerekecektir. Somut olayda, icra takibini yapan alacaklı tek olup, paraya çevirme giderlerini de satış dosyasında icra takibini yapan alacaklı yapmıştır. Dosya alacaklısı yaptığı bu masrafların bir kısmının tahsilinden 03.12.2009 tarihinde icra dosyasına yaptığı beyanla vazgeçmiştir. (Feragat etmiştir.) İİK.nun 134/5.maddesine göre; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecbudur." Alacaklı-alıcı vekilinin, yaptıkları takip masraflarını talep hakkından vazgeçmesi nedeniyle borçlunun ihalenin feshini istemekte (diğer fesih nedenleri de Dairemizce yerinde görülmediğinden) yararı kalmamıştır. O halde, mahkemece istemin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bozulması cihetine gidilmiştir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.