Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/856
Karar No: 2012/2009
Karar Tarihi: 20.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/856 Esas 2012/2009 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/856 E.  ,  2012/2009 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Pendik 2. Aile Mahkemesinden verilen 15.07.2011 gün ve 601/734 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.03.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili, evlilik içinde alınan ve davalılardan ... adına tapuya tescil edilen 2883 parsel ve üzerine inşa edilen binanın edinilmesinde vekil edeninin ziynet eşyalarının satışından gelen para, ailesinden aldığı borç ve çalışarak elde ettiği gelirleri havale etmek suretiyle katkıda bulunduğunu, taşınmazın muvazaalı şekilde davalılardan ... tarafından davalı annesi Gülser’e devredildiğini açıklayarak taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, olmadığı takdirde katkı bedeli kadar tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutarak 30.000 TL değer göstermiş, daha sonra harcını da yatırdığı 5.5.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 115.000 TL"ye çıkararak tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesini de talep etmiştir.
    Davalılar vekili, ...’in geçimini sağlayacak geliri olduğunu, davacının bir katkısı bulunmadığını, tapu iptali ve tescil isteğinin yerinde olmadığını, ispat etmesi halinde ancak katkının iadesini isteyebileceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davacı vekili tarafından davalılar ...ve ...aleyhine açılan dava atiye bırakılmak istenmiş, takipten sarfı nazar ettikleri bildirilmiş ise de, davalılar vekili tarafından bu durum kabul edilmemiştir.
    Mahkemece, “davalılar ...ve ... hakkındaki davaların husumet yokluğu nedeni ile ayrı ayrı reddine, tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, davacının katkı alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 115.000 TL katkı alacağının dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ile davalılardan ... 2.8.1988 tarihinde evlenmiş, Almanya’da açılan dava sonunda Tempeyhof-Kreuzburg Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi Aile Davaları Bölümünün 173 F 6215/05 sayılı kararı ile boşanmışlar ve karar 24.2.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma kararının Pendik Aile Mahkemesinin 12.10.2006 tarih 2006/239 Esas 2006/639 Karar sayılı ilamı ile tanınmasına karar verilmiş ve tanıma kararı da 23.11.2006"da kesinleşmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği yabancı mahkemede boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.)
    Dava konusu 2883 parselin 2.8.1993 tarihinde ...oğlu ... adına satın alındığı, 1995 tarihinde üzerine zemin+üç katlı betonarme karkas bina inşa edildiği ve taşınmazın 18.11.2004 tarihinde davalılardan ...’a tapuda devredildiği görülmektedir. Taşınmazın satın alınma ve üzerine bina inşa tarihi itibariyle taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olup, davacının isteğinin katkı payı alacağı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile davalının her ikisinin de çalışarak gelir elde ettikleri açıktır.
    Dosya muhtevasına, toplanan deliller, getirtilen taraflara ait gelirlere ilişkin belgeler, dinlenen tanık beyanları karşısında taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davacının bu dönemde alınan mal varlığı değerlerine katkı oranının net olarak belirlenme imkanı olmadığı görüldüğünden dosya kapsamı, tarafların sosyal konumları, gelirlerinden yapabilecekleri kişisel harcamaları, TMK.nun 152.maddesinde yer alan kocanın evi geçindirme yükümlülüğü ile hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de birlikte gözetildiğinde kadının katkı oranının % 50 olarak mahkemece kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer yandan mal varlığının dava tarihi itibariyle arsa ve bina değeri dahil piyasa sürüm değerinin 230.000 TL olarak belirlenmiş olması da yerindedir. Davacının çalışarak elde ettiği gelir dışında gerek ziynetler gerek ailesinden aldığı borç ile katkısını, davalının ise savunmasında belirttiği babasına ait traktör ve hayvanların satışından gelen paranın alımda kullanıldığı hususlarını soyut tanık beyanları dışında ispatlayacak bir maddi ve somut belge veya delil sunmadıkları görülmektedir. Tüm bu açıklamalar karşısında davalı ... aleyhine hükmedilen katkı alacağına ilişkin davalılar vekilinin aşağıdaki husus dışındaki diğer tüm temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
    Ancak, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak katkı alacağı istenmiş ise de faizle ilgili herhangi bir talepte bulunulmamıştır. 5.5.2011 tarihinde harcı yatırılan ıslah dilekçesinde ilk defa ıslah edilen tüm alacağa dava tarihinden geçerli olarak yasal faiz yürütülmesi istenmiş, mahkemece, bu istek doğrultusunda 115.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren geçerli yasal faizi ile davalı ...’den tahsiline karar verilmiştir. Yasal faize, katkı payı alacağı bakımından “dava”, ıslah yapılmışsa ıslah edilen miktar bakımından “ıslah” tarihinden geçerli olarak hükmedilebilir. Bu sebeple dava tarihinde faizle ilgili bir istek olmadığı ve ilk defa ıslah dilekçesi ile faizin istenmiş olduğu gözetilerek hükmedilen katkı payı alacağına ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak dava tarihinden geçerli olacak şekilde faize karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Davalılar vekilinin davalılar ...ve ...aleyhine açılan ve husumetten reddedilen davada avukatlık ücreti ile ilgili temyiz isteğine gelince; mahkemece davalılar ...ve ...aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş olup bu reddedilen bölümle ilgili karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi gereğince maktu avukatlık ücreti takdiri gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm verilmemiş olması da doğru değildir. Hükmün bu yönlerden bozulması gerekmektedir.
    Diğer yandan davacı tarafça talep edilmesi halinde mahkemece herzaman iadesi mümkün olmakla birlikte davacı tarafından 28.1.2009 tarihli makbuzla yatırılan 2.700 TL nisbi karar ve ilam harcının da mahsup edilmesi gereken harç miktarı içinde yer almamış olması da hatalı olup bu hususta bozma sevk edilmemiş, hataya değinilmekle yetinilmiştir.
    Yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere davalılar vekilinin temyiz itirazlarının bir bölümü yerinde görüldüğünden kısmen kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün faiz ve avukatlık ücretine ilişkin bölümlerinin 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine
    ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi