Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16342
Karar No: 2013/4807
Karar Tarihi: 03.04.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16342 Esas 2013/4807 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafından dava konusu taşınmazların yaşlılığından ve hastalığından istifade ederek hileli hareketlerle davalı tarafından devralındığı iddiasıyla açılmıştır. Mahkeme, davacının muvazaa iddiasını yazılı delil ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak hukuk kurallarına göre, muvazaa iddiasını kanıtlamak için yazılı delil gerekliliğinin olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74. ve 76. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26 ve 33. maddeleri, Borçlar Kanunu’nun 28/l maddesi, 1086 sayılı HUMK’nın 428.maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2012/16342 E.  ,  2013/4807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DEVREK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/07/2012
    NUMARASI : 2010/167-2012/295


    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davacının muvazaa iddiasını yazılı delil ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, dava dilekçesinde, dava konusu 101 ada 97-99-667-669-953-1006-1009-1010-1016-1020 -1040-1049-1052 parsel sayılı taşınmazlarını, yaşlılığından ve hastalığından istifade ederek, hiçbir ödeme yapmadan satış göstererek davalının devraldığını, yapılan bu temliki işlemin, davalının hileli hareketleri sonucunda gerçekleştirilmesi nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 74. ve 76.maddeleri hükümlerine paralel düzenlemeler getiren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26 ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki tavsifle ilgili olarak tatbik edilecek kanun hükümlerini tesbit ve tayin ederek uygulamak hakime aittir
    Eldeki davada, dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dosyadaki mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava dilekçesinde ki muvazaa kelimesinin hileli işlem yapıldığı yönündeki iddiayı destekleme yönünde kullanıldığı, davada dayanılan hukuki sebebin hile olup, muvazaa ya dayanılmadığı görülmektedir.
    Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K"nun 28/l (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 36/1) maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (m.Ş.) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Ne var ki, mahkemece, bu yönde her hangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek, yazılı olduğu üzere muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi