Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3149
Karar No: 2022/6064
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3149 Esas 2022/6064 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı ile davalı arasındaki kredi sözleşmesi ve ipotek tesisinin aynı gün yapılmış olması nedeniyle rehin veren üçüncü kişinin, kefile karşı rücu hakkını kullanabilmesi için kefil ile arasında bir anlaşma olması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiştir. Davalı tarafın temyiz başvurusu sonucunda, dosyaya uygun şekilde hüküm verildiği ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddedildiği ve kararın onandığı ifade edilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 596/4. maddesi: Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.
11. Hukuk Dairesi         2021/3149 E.  ,  2022/6064 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.11.2020 tarih ve 2019/153 E. - 2020/315 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile ..., Baki Işık ve davalının 24/05/2005 tarihinde ... Temizlik Güvenlik Gıda Şirketi'nin Vakıflar Bankası'ndan çekmiş olduğu krediye kefil olduklarını, davalının Merkez İlçesi, Mesudiye Mah. 31 pafta, 241 ada, 18 parselde 18 nolu asma kat dükkanını ipotek verdiğini, sözleşme dolayısı ile çekilen kredinin ödenmemesi üzerine alacaklı bankanın borçtan sorumlu şirkete ve kefillere ihtarname çektiğini, ihtarnamenin 28/02/2007 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ihtarnameden sonra da herhangi bir ödeme yapılmadığını, bankanın davalıya ait ipoteğin satışı için işlemler başlattığını, diğer kefiller ve müvekkili adına da ilamsız takip başlatıldığını, 12/11/2008 tarihinde davalının satış tehdidi altında olduğundan gayrimenkulun satışını önlemek için söz konusu kredi borcunu ödediğini ve alacaklı banka ile temlik senedi imzalayarak bankanın alacağına halef olduğunu, bankanın başlattığı icra dosyasını temlik aldığını, aynı borç ilişkisi ile borçlu olan davalının daha sonra alacağı temlik almak suretiyle alacaklı konumuna geçtiğini, alacaklı ve borçlu sıfatının davalıda birleştiği için borcun sona erdiğini, davalının aynı dosya üzerinden müvekkili aleyhine başlanmış takibe devam etmesinin yasal dayanağı olmadığını, borcu ödeyen kefillerden birisinin alacağı temlik alarak alacaklı yerine geçerek diğer kefillere karşı dava açmaksızın alacaklı konumuna geçmesinin hukuki olmadığını ileri sürerek talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin sadece taşınmazını ipotek verdiğini, kredi sözleşmesini hiçbir şekilde imzalamadığını, müvekkilinin bankanın alacağını ödediğini, bankanın davalarını temlik aldığını, alacaklarına halef olduğunu, davacının icra dosyasına müvekkilinin alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini iddia ederek icra müdürlüğünden takibin durdurulmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünün davacının talebini kabul ettiğini, dosyanın işlemden kaldırıldığını, icra dosyasının işlemden kalkması üzerine Mersin 3. İcra Hukuk Mah. 2012/37 esas sayılı dosyası ile davacıya dava açıldığını, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmediğini, müvekkilinin alacağı temlik aldığından takibin devamına karar verilmesini talep ettiğini, taleplerinin kabul edilerek davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, kararın Yargıtay'dan onandığını, davacının davasında haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre;davalının, davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinde kullandırılan kredi borcunun teminatı amacıyla ipotek veren 3.kişi konumunda olduğu, davalının, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılması neticesinde kredi borcunu ödediği ve alacaklıdan alacağı temlik alarak icra takibine devam ettiği, genel kredi sözleşmesi ve ipotek tesisinin aynı gün yapıldığı anlaşılmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 596/4. maddesinde “ ...Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.” hükmü uyarınca somut olayda, genel kredi sözleşmesi ve ipotek tesisinin aynı gün yapılmış olması nedeniyle rehin veren 3. kişinin, kefile karşı rücu hakkını kullanabilmesi için kefille arasında bir anlaşma olması gerekçesiyle davanın kabulüne Mersin 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/539 esas sayılı takip dosyasından dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.270,54 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi