17. Hukuk Dairesi 2015/12877 E. , 2016/415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları kardeşi olan diğer davalı ..."e sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların
iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Ayrıca İİK.nın 282. maddesi uyarınca iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılması gerekir. Bunlardan başka kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir
Somut olayda dava konusu 81, 86, 87, 96, 129, 474, 475, 477, 479, 506 ve 508 sayılı parsellerin 1/3"er payı 29.07.2005 tarihinde, 395 Ada 241, 242, 243 ve 277 sayılı parsellerdeki payları 30.05.2005 tarihinde borçlu davalı ... tarafından kardeşi ..."e, 159, 160, 161, 181 ve 183 sayılı parseller ise yine borçlu davalı ... tarafından 25.05.2005 tarihinde dava dışı ....."e satılmışlardır. Davacının icra takibine konu ettiği alacağının dayanağı ise 25.10.2005 tanzim tarihli bonodur. Böylece borcun tasarruf tarihinden sonra doğduğu anlaşılmakta ise de uygulamada daha önceki tarihli bir ilişki nedeniyle daha sonraki tarihli bono düzenlendiği de görülmektedir. Yine dava konusu 159, 160, 161, 181 ve 183 sayılı parseller borçlu davalı ..... tarafından dava dışı ......"e satıldığı ve borçlu davalı .... davalı olarak gösterildiği halde kendisi ile işlemde bulunan .... davaya dahil edilmemiştir. Bu durumda mahkemece bononun tanzim tarihinden önce davacı ile borçlu davalı arasında bononun düzenlenmesine neden olacak her hangi bir ticari veya hukuki ilişkinin olup olmadığının sorulması, gerektiğinde bu hususta davacı tarafa delillerini ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, yine borçlu davalı ile işlemde bulunan ....."in davaya dahil ettirilmesi, borcun tasarruf tarihinden önce doğduğunun anlaşılması halinde davada İİK.nın 278/III-1 ve 280/1-2 maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar
verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.