MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil


... ile Kahyalı Köyü Tüzel Kişiliği ve Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çekerek Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.07.2010 gün ve 274/429 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, esasa ilişkin beyanda bulunmamış, yargılama sırasında eksikliklerin giderilmesini istemiştir.
Davalı ... Köyüne dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış, davaya cevap da vermemiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi ... ve arkadaşının raporuna ekli krokide A harfiyle gösterilen 7696,19 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkında davanın kabulüyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, davada taraf teşkilinin sağlanmadığı belirlenmiştir. Teknik bilirkişi ... ve arkadaşının dosyaya sunduğu 04.12.2009 tarihli raporlarında; dava konusu taşınmazın Sarıkaya Köyü tapulama alanı içerisinde kaldığını açıklamışlardır. Aynı rapora ekli krokide de dava konusu ve krokide A harfiyle gösterilen yerin Sarıkaya Köyü tapulama alanı içerisinde kaldığı açıkça görülmektedir. TMK.nun 713/1. maddesi uyarınca açılan tescil davalarında; dava, Hazineyle birlikte aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca taşınmazın sınırları veya kadastro çalışma alanı içerisinde kaldığı köye husumet yöneltilerek açılır. Taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında Sarıkaya kadastro çalışma alanı içerisinde kaldığına göre TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca davanın Sarıkaya Köyü Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi, davaya katıldıkları taktirde tanık ve delillerini bildirmesi konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması, böylece taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı hasım gösterilen köye karşı açılan davada işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 19.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.