17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19156 Karar No: 2016/397
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19156 Esas 2016/397 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/19156 E. , 2016/397 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında müvekkiline ait aracın hasarlandığını, hasar sebebiyle araçta değer kaybı meydana geldiğini, tamir süresince kazanç kaybına uğradıklarını, zararın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı taraf mahkemenin görevli olmadığını, icra takibinin yetkili yerde yapılmadığını ve zararın sigorta şirketi tarafından giderildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda mahkemece, Ankara İcra Müdürlüğü"nde başlatılan dava konusu icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığı ve takibe karşı yetki itirazında bulunulduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesininde yetkili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114. maddesinde dava şartlarının neler olduğu düzenlenmiş olup diğer kanunlardaki dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 20. maddesinde görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi halinde süresi içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 169/a maddesinde kambiyo senetlerine mahsus takip usulunde İcra mahkemesi hakiminin yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı vereceği hüküm altına alınmıştır. Ne var ki kanunda itirazın iptali davasında yetki itirazı hakkında nasıl bir usul izleneceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Yine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nda takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olmasının dava şartı olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda gerekse de 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nda takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olması dava şartları arasında sayılmamıştır. Kanunlarda dava şartı olarak gösterilmeyen bir hususun dava şartı olarak kabulü mümkün değildir. Kaldı ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili mahkemeler arasında sayılmıştır. Davacı şirketin ticaret sicilindeki adresi Çankaya/Ankara olarak tescilli olup dava dilekçesinde de aynı adres gösterilmiştir. Bu nedenle Ankara icra daireleri ve mahkemeleri de yetkili sayılan yerler arasındadır. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,