
Esas No: 2018/12276
Karar No: 2019/2285
Karar Tarihi: 05.03.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/12276 Esas 2019/2285 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 24.04.2018 tarihli ve 2018/8973 Esas, 2018/11488 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, maliki olduğu 22 parsel sayılı taşınmaza davalının inşa ettiği yapının tecavüzlü olduğunu ileri sürerek elatmasının önlenmesine ve yapının yıkılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmaza müdahalesinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, inşa edilen yapının davalılara ait 19 parsel sayılı taşınmaz sınırlarında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 24.04.2018 tarihli ve 2018/8973 E., 2018/11488 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 22 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, komşu 19 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... ile dava dışı ..., ... ve ..."a ait olduğu, eldeki davada yıkım isteği de olduğu gözetilerek 19 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının yargılamaya dahil edildiği, taşınmazların kadastral parsel olduğu, 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 03.09.1984 tarihinde kesinleştiği, fen bilirkişilerinin 23.05.2015 tarihli krokili raporu uyarınca 19 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen yapıların dava konusu 22 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin olmadığının belirlendiği, davacı tarafın sunduğu ölçüm krokisine göre ise 19 parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından inşa edilen duvarın davacı taşınmazına tecavüzlü olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi davalarında teknik bilirkişilerin raporları, verilecek kararların en önemli dayanağını oluşturur. Bu itibarla teknik bilirkişilerin pafta ve çap uygulaması sağlıklı olmalı, ölçüm hatasız yapılmalıdır. Öte yandan, ölçümün ve harita - kroki uygulamasının kadastro sırasında konan nirengi-poligon noktalarından yararlanılarak yapılması zorunludur. Zira, çap ve krokinin de içinde yer aldığı harita, bu nirengi noktalarına göre yapılan ölçüm; sonucu hazırlanmıştır, ancak, poligon ve nirengi noktaları bulunamıyorsa kadastro sırasında var olan sabit sınır ve tesisler uygulamada dikkate alınmak ve bunlara poligon noktası niteliği verilerek ölçüm yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlar kadastro parseli olup, davacı yanın sunduğu aplikasyon krokisinde taşınmazın ana nirengi noktaları tespit edilerek parsel köşe noktalarının belirlenmesi sonucu ölçümün yapıldığı, Mahkemece, yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunun G.P.R.S. aleti ile yapılan ölçüm sonucunda edinildiği ve davacının rapora yaptığı itirazın 08.04.2015 günlü 1. oturumda reddedildiği sabittir.
Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler gözetilerek, mahallinde üç kişilik harita mühendisi ve kadastro teknisyeni sıfatını da taşıyan bilirkişi heyeti aracılığıyla uygulama yapılmak suretiyle, takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılması, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli kroki ve rapor alınması, müdahale olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak ve denetime elverişli olacak biçimde saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar ve ölçüm krokisi de değerlendirilerek kararın yukarıdaki gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına karar verilmesi doğru olmadığından davacı yanın karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davacının karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden, kabulüyle, Dairemizin 24.04.2018 tarihli ve 2018/8973 E., 2018/11488 K. sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 05.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.