17. Hukuk Dairesi 2014/5836 E. , 2016/392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu araçların neden olduğu tek taraflı trafik kazasında yaya olan müvekkilinin yaralandığını, yaralanma sebebiyle müvekkilinin ayağında kalıcı hasar olduğundan kazanç kaybına uğradığını, tedavinin halen devam ettiğini, tedavi ve ulaşım giderleri yaptıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 4.000,00 TL maddi tazminat ile 8.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile kazanç kaybı talebini 4.514,33 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 1.805,73 TL kazanç kaybı, 1.000,00 TL ulaşım gideri, 2.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 4.805,73 TL maddi tazminat ile 3.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi sadece maddi tazminattan dava tarihinden itibaren faizle sorumlu olmak kaydıyla 24.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ile ..."den tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, mahkeme tarafından herhangi bir sağlık raporu alınmamıştır. Davacı tarafça kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nden alınan Özürlü Sağlık Kurulu Raporu hükme esas alınmış olup bu raporda davacının astım bronşiale, hipertansiyon, kroner arter ve sol ayak bileği hareket kısıtlılığı nedeniyle çalışma gücü kaybı olduğu, ayak bileğindeki iş gücü kaybının %7 oranında olduğu belirlenmiştir. Hükme esas alınan sağlık raporunun kaza tarihine göre yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanıp hazırlanmadığı belli değildir. Bu nedenle sözkonusu sağlık kurul raporu hükme esas alınmaya yeterli değildir.
Bu durumda Mahkemece, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları celbedilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında Adli Tıp Kurumu"nun ilgili ihtisas dairesinden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak maluliyet oranının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece her ne kadar tedavi ve tedavi amacıyla yapılan ulaşım giderlerinin tespiti için bilirkişi raporu alınmış ise de; alınan rapor hükme esas alınmaya yeterli değildir. Zira bilirkişi raporunda yapıldığı belirtilen tedavi giderlerinin kaza nedeniyle maruz kalınan yaralanmaya ilişkin olup olmadığı yeterince araştırılmamıştır. Nitekim davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin maluliyet raporu alınarak iyileşme süresi ve bu süreçte kaç kere muayene olunması gerektiği belirlenmediğinden yapılan tedavi ve ulaşım giderlerinin iyileşme süresi içerisinde olup olmadığı ve trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle olup olmadığı belli değildir. Zira Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nden alınan sağlık raporunda davacının ayak bileğindeki hareket kısıtlılığından başka astım bronşiale, hipertansiyon ve kroner arter rahatsızlıkları olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle davacı tarafından yapılan tedavi giderlerinin trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda yukarıdaki bent kapsamında alınması gerekli olan maluliyet raporu da göz önünde bulundurularak bilirkişi raporu alınması gerekmektedir.
Bu durumca Mahkemece, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları celbedilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında Adli Tıp Kurumu"nun ilgili ihtisas dairesinden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak davacının trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davalı ..."na geri verilmesine 14.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.