8. Hukuk Dairesi 2011/2782 E. , 2012/1955 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair Gaziantep 1. Aile Mahkemesinden verilen 29.09.2010 gün ve 728/1086 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile ve davalılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, vekil edeni ile eşinin mal rejimi sözleşmesiyle edinilmiş mallara katılma rejiminin evlenme tarihinden itibaren geçerli olduğunu kabul ettiklerini, eşi ...’ın 13.6.2004 tarihinde öldüğünü, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların, araçların, ev eşyalarının ve bankadaki paranın evlilik birliği içinde edinildiğini, 103 ada 97 parseldeki 15 nolu dairenin aile konutu olduğunu, söz konusu evin ve ev eşyalarının mülkiyetinin katılma alacağına mahsuben vekil edenine verilmesini, paylı mülkiyet halinde olan 13 ada 47 parseldeki diğer mirasçıların paylarını ödemesi karşılığında vekil edeni adına tescilini, bunların dışında fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 100.000 TL katılma alacağının davalılardan alınarak vekil edenine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve arkadaşları vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, "davanın kabulü ile 103 ada 97 parselde kayıtlı 15 nolu meskeni ile eklentisi olan bodrum kat 2 nolu garajın tapuda davalılar adına kayıtlı paylarının iptali ile davacı adına tesciline, aile konutu içinde olan ve 27.5.2008 tarihli bilirkişi raporu ile tespiti yapılan ev eşyalarının mülkiyetinin davacıya verilmesine, 13 ada 47 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydındaki muris ... payının iptali ile davacı adına tesciline ve 100.000 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair hakkın saklı tutulmasına, davalıların edinilmiş malların tasfiyesine ilişkin harç yatırılmak suretiyle açılmış usulüne uygun bir davaları bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... ile ölü eşi Yaşar 12.6.1960 yılında evlenmişler, Gaziantep 6.Noterliğinde düzenlenen 30.12.2002 gün 26779 yevmiyeli sözleşme ile, evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmişlerdir. Miras bırakan eş Yaşar çocuksuz 13.6.2004 tarihinde ölmüş davacı eşi ile davalıları mirasçı bırakmıştır.
Mahkemece verilen 14.11.2008 tarihli ilk hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece 2009/4269-5640 Esas ve Karar sayılı 17.11.2009 günlü kararında “…davacı eşin katılma alacağı; aile konutunun ve ev eşyalarının mülkiyetini devralmaya yettiği, bu nedenle davacı sağ eşin katılma alacağına mahsuben aile konutunda ve ev eşyalarında adına mülkiyet hakkının tanınması yerine davalıların payına düşen miktarın davacı tarafça karşılanması durumunda mülkiyet hakkının tanınmasının doğru görülmediği, 13 ada 47 parselde kayıtlı yazlık evin ¾ oranındaki payının davacıya ait olduğu, kalan ¼ orandaki payının 20 davalıya ait bulunduğu buna göre kalabalık sayıda davalıların her birine küçük oranlarda pay düştüğünden davacının üstün hakkının varlığının kabulünün gerektiği TMK.nun 226/2.maddesine göre davacı eşin bu parseldeki isteğinin de kabulüne karar verilmesinin gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre davacının katılma alacağının 100.000 TL"den fazla olduğu anlaşıldığı halde sadece 77.140 TL"nin hüküm altına alınmasının yanlış olduğu,…” açıklanmak suretiyle bozma sevk edilmiştir. Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek hüküm kurulmuştur. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi, mahkemece de bozma kapsamında belirtilen hususlarda hüküm kurma yükümlülüğü doğar. Daire bozmasında sağ kalan davacı eşin katılma alacağının, TMK.nun 240. maddesi uyarınca aile konutu olan 103 ada 97 parselin ve ev eşyalarının mülkiyetini devralmaya yettiğini, bu nedenle anılan malların, davacı eşe katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasının gerektiği, bundan ayrı 13 ada 47 parselde de davacının üstün hakkının bulunduğu, bu nedenle TMK.nun 226/2. maddesi uyarınca isteğin kabulüne karar verilmesi gerektiği açıklanmış, mahkemece kurulan hükümde, 103 ada 97 parselde kayıtlı aile konutu ile eklentisinin ve 13 ada 47 parselde yer alan yazlık evin davalılar adına olan paylarının iptali ile davacı adına tesciline, aile konutu içindeki ev eşyalarının da mülkiyetinin davacıya verilmesine karar verilmiş, ne var ki katılma alacağından mahsup edilecek miktarları hükümde belirtilmemiştir.
Dosya arasında yer alan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlardan aile konutu olan 103 ada 97 parselde bulunan 15 nolu dairenin değeri 174.000 TL, eşler adına ½ oranında kayıtlı bulunan 13 ada 47 parseldeki yazlık evin değeri 150.000 TL, ev eşyalarının ise 4.442 TL sı olduğu belirlenmiştir. 103 ada 97 parsel tapuda ½ payı davacı, diğer ½ payı ise miras bırakan ...’ın ölümü üzerine intikal suretiyle iştirak halinde mülkiyet hükümleri uyarınca davacı ve davalılar adına tescil edilmiştir. 13 ada 47 parsel ise ½" şer paylı olarak davacı ile miras bırakan adına kayıtlı bulunmaktadır. Mirasçılık belgesine göre davacı ... ölen eş Yaşar adına bulunan ½ oranındaki payda da 8640/17280 oranında miras hakkına sahiptir. Diğer bir deyişle davacı taşınmazlarda ¾ oranında miras hakkı sahibidir. Bu belirlemelere göre, bozma kapsamı da nazara alınarak, taşınmazlardan aile konutu olan 97 parselde kayıtlı dairenin toplam değeri ile ev eşyalarının değeri belirlenmiş olduğundan, davalılara ait olan payların değeri tespit edilerek, davacı eşe ait katılma alacağından mahsup edilmek suretiyle tapu kayıtlarının iptaline, ev eşyalarının da mülkiyetinin davacıya aidiyetine, 47 parselde kayıtlı taşınmaz bakımından ise üstün hakka sahip bulunan davacının davalılara ait paylarının değeri karşılığında (TMK.nun 226/2. m.) bu payların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesi gerekirken, her bir mala ilişkin iptaline karar verilecek payların davacının katılma alacağından mahsup edilecek değerleri ile TMK.nun 226/2. maddesi uyarınca davacı tarafından ödenmesi gereken pay değerlerinin ve mülkiyeti davacıya verilen ev eşyalarının katılma alacağından mahsup edilecek değerinin ayrı ayrı hüküm fıkrasında gösterilmesi, TMK.nun 226/2 maddesi kapsamında değerlendirilen taşınmazın belirlenen pay değerinin mahkemece depo ettirilmesi konusunda davacıya süre ve imkan tanınması gerekirken, davacı yararına sebepsiz zenginleşmeye neden olacak biçimde, iptal edilen payların bedelsiz olarak davacı adına tesciline karar verilmiş olması kanuna aykırıdır.
Davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 1.500,00 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalılara, 18,40 TL peşin harcında istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 19.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.