12. Ceza Dairesi 2014/5479 E. , 2015/1244 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 688,83 TL maddi, 7.250 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davacının vergi mükellefi olduğuna ilişkin Tutak Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığının ilgili yazısı esas alınarak, bilirkişi tarafından davacının 2008 ve 2009 yıllarına ait Tutak mal müdürlüğünce tasdik edilmiş vergi levhasında belirtilen yıllık geliri üzerinden yapılan hesaplama sonucu tespit edilen miktarın maddi tazminat olarak hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(M)
MUHALEFET ŞERHİ
Mahalli mahkeme davacının haksız tutuklamadan kaynaklanan maddi zararını tutuklanmadan önce kahvecilik yaptığını belirterek vergi beyanını esas alarak hesaplamıştır. Bu hesaplamanın adil ve gerçekçi olmadığını düşündüğümüzden aşağıdaki gerekçelerle sayın çoğunluğun maddi tazminatı makul görerek onama yönündeki görüşüne katılmıyoruz.
Şöyle ki:
1-Davacı tutuklu kaldığı 7 ay 9 gün için 50.000 lira maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Haliyle bu miktar çok fazladır. Ancak 688 lira da olmamalıdır.
2-Davacının tutuklanmadan önce kahvehane işlettiği vergi kayıtlarından anlaşılmaktadır. Koruma tedbirleri nedeniyle zarar görenlere tazminat verilmesini öngören 5271 sayılı CMK"nın 141. maddesi, kişilerin uğradığı maddi ve manevi zararlarının Devlet tarafından karşılanacağını öngörmüştür. Yerleşmiş uygulamalarda; koruma tedbirleri nedeniyle maddi tazminat hesabında davacıların gerçek zararı tespit edilmeye çalışılmakta, bunun mümkün olmaması halinde ise kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak, insanca yaşamasına olanak tanıyan en düşük net asgari ücretin tamamı üzerinden belirlenecek miktarın maddi tazminat olarak ödenmesi yoluna gidilmektedir.
3-Davacıların bildirdikleri iş ve mesleklerini yapamamaktan kaynaklanan zararlarında da bulunan miktar asgari ücretin altında kalmış ise, hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması hakkaniyet ve adaletin gereğidir. Hiçbir işte çalışmayan ve maddi geliri olmayan kişiler için kabul edilmiş olan uygulamanın işi olupta geliri asgari ücretin altında maddi kayıpların en azından net asgari ücretten aşağı olamayacağı kabul edilmelidir. Bu dosyamızda da davacının maddi kaybının net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekirdi. Mahkemenin vergi beyanını esas alıp davcının tutuklu kaldığı 7 ay 9 günlük süre için hesapladığı 688 lira maddi zarar kabul edilemez bir miktardır.
4-Nitekim yararlanılması gereken benzer bir uygulama olan kamulaştırmalarda hiçbir zaman taşınmazların resmi beyan değerleri esas alınmamakta, birçok kere en az farklı üç kişilik bilirkişi heyetlerinden üç defa rapor alınmaktadır. Amaç kamulaştırmada mülk sahiplerinin mülklerinin mümkün olduğunca gerçeğe yakın olarak değerinin tespit edilmesidir.
Sonuç olarak:
Gayrimenkulüne elkonulmaya çalışılan bir .... köylüsünün krala “...’de hâkimler var” dediği gibi, davacının da “....da hâkimler var” diyebilmesi için maddi tazminat miktarının net asgari ücret üzerinden hesaplanarak en azından 6.000 liraya yükseltilmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun maddi tazminatı 688 lira olarak kabul eden mahalli mahkeme hükmünün onanmasına dair görüşüne katılmıyoruz.