Esas No: 2021/1890
Karar No: 2022/6148
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1890 Esas 2022/6148 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1890 E. , 2022/6148 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.11.2019 tarih ve 2014/332 E- 2019/650 K. sayılı kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2020/219 E- 2020/1736 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...'nun, alacaklısı ... ve borçlusu ... Hizmetleri A.Ş. olan 15/07/2004 tanzim tarihli ve ödeme tarihi 15/12/2005 olan 165.000 Euro'luk ve düzenleme tarihi 15/07/2004 ödeme tarihi 20/01/2006 olan 210.000 Euroluk bonolar ile ilgili olarak Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/261 değişik iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldığını ve Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2562 esas sayılı dosyası ile takibe başladıklarını, davacıya ait yaklaşık 350.000,00 TL değerinde paranın haczedildiğini, senetlerde her ne kadar davacı borçlu olarak gösterilmiş ise de, bonoların hiçbirinin TTK'nın 74., 75. maddeleri gereğince davacı defterlerinde bulunmadığını, ...'ın 2006 yılı itibariyle davacı şirkette hissesinin bulunmadığını ve 2004 itibariyle davacıyı temsil yetkisi de olmadığını, bonoları muvazaalı olarak devir ve temlik ettiği diğer davalı hakkında da nitelikli dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunduklarını, takip konusu bonolar ile ilgili olarak borçlu olmadıklarının tespitine ve takip miktarının %40'ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, borçlu şirketin ticari defterlerinin TTK 74 ve 75 maddelerine uygun olarak tutulup tutulmadığının müvekkilini ilgilendirmediğini, bononun mücerret borç ikrarının havi bir senet olup, borçlu olmadığını iddia eden tarafın bunu ancak yazılı delillerle ispat edebileceğini, TTK 334 ve 335 maddelerindeki düzenlemelerin anonim şirket ile idare meclisi azaları arasındaki ilişkilerin düzenlenmesine ilişkin olup, bunlar arasındaki hukuki ihtilafların iyi niyetli üçüncü kişiler hakkında hüküm ifade etmeyeceğini, TTK 334 maddesinin emredici bir hüküm olmadığını ve iptal kararı verilse dahi bu yöndeki bir kararın iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki müvekkili hakkında bir hüküm ifade etmeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama,toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/09/2017 tarih 2014/382 esas 2017/165 karar sayılı kararı ile dava konusu senetlerin sahte kaşe kullanılarak düzenlendiği gerekçesiyle davalıların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği ve bu kararın onama kararı ile kesinleştiği, davalıların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek gerçekte bir ticari ilişkiye dayanmayan hukuki mesnedi olmayan senetleri icra takibine koymak suretiyle kamu kurumunu vasıta kılarak dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri, ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararının hukuk mahkemesini bağlayacağından davacı şirketin davalılara takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı ... vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 31.090,84 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'ndan alınmasına, 21/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.