11. Ceza Dairesi 2017/967 E. , 2020/3806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın ortağı ve müdürü olduğu ... Tekstil.....Ltd. Şirketi"nin pamuklu kumaş imalatı faaliyeti için tesis ettirdiği mükellefiyetinde alımlarının tümünün sahte belgelerden oluştuğu, sanığın kullandığı sahte faturaları düzenleyen mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun dosya içerisinde mevcut olduğu, incelenmelerinde faturaları düzenleyen mükellefin sahte fatura ticareti yapan mükellef olduğu, düzenledikleri tüm faturaların sahte olduğu yönünde tespitler bulunduğu, sanığın ... Elektrik... Ltd. Şirketi"nden 3 adet belge ile KDV dahil toplam 192.688,10 TL alımda bulunduğunu beyan ettiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede, ... şirketi yetkilileri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.12.2011 tarih, 2011/46585 esas sayılı iddianamesi ile 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddiası ile açılan davada, İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/28 esas, 2012/961 karar sayılı ilamı ile ... yetkilisi sanıklar ... ve ... hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, temyiz üzerine Yargıtay 21. Ceza Dairesi’nin 2016/4907 esas, 2016/6188 karar sayılı ilamı ile sanık ...’ın temyizinin süre yönünden reddine karar verildiğinin ve hakkında sahte fatura düzenleme suçundan vergi inceleme raporları bulunan ... şirketinin hisse devir tarihi olan 02.04.2008 tarihinden itibaren düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunun tespit edilmesi karşısında, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK"nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığından, 5271 sayılı CMK"nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip “2009 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçunun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekili ve sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1-08.02.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile 213 sayılı VUK"nin 359/b-1 maddesinde öngörülen cezanın alt sınırının 3 yıl hapis cezasına çıkarıldığı gözetilmeden, eksik ceza tayin edilmesi,
2-Uygulama maddesinin 213 sayılı VUK"nin 359/b-1 yerine, 359/b-2 yazılması,
3-Aynı takvim yılında kullanılan sahte faturaların farklı aylara ait olması ve farklı beyanname dönemlerinde birden çok sahte fatura kullanılması halinde TCK"nin 43. maddesinin uygulanması gerektiğinden; suça konu mükellefiyetin vergi inceleme raporunda 2009 yılı Şubat ve Mart aylarında bildirimde bulunulduğunun belirtilmesine rağmen, hangi beyanname/beyannameler döneminde sahte faturaların kullanıldığı hususunda bir açıklık bulunmadığının anlaşılması karşısında, Vergi Dairesinden sahte faturaların hangi beyanname dönemi/dönemlerinde kullanıldığı araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, adli sicil kaydına göre geçmiş hükümlülüğü bulunmayan, hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve tekrar suç işlemeyeceği yönündeki olumlu kanaat sonucunda cezası ertelenen sanık hakkında daha önce geçmiş sabıkasının bulunması gerekçesiyle, yasal olmayan ve çelişkili gerekçe ile CMK"nin 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5-Hükmolunan erteli hapis cezasının uzun süreli olduğu gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 01.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.