23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/8739 Karar No: 2016/6055 Karar Tarihi: 10.05.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/8739 Esas 2016/6055 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, finansal kiralama sözleşmesiyle mülkiyete sahip olmayan bir CNC tezgahı ve aksesuarlarını kullandığı ve ödeme yapmadığı için sözleşmenin fesih edildiği, ancak malları iade etmediği ve kullanma devam ettiği için hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlemiştir. Asliye Ceza Mahkemesi, TCK'nın 155/2, 62/1, 52/2 ve 51/1 maddeleri uyarınca sanığa 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası vermiştir. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararına dayanarak adli para cezası alt sınırının tayininde mutlak suretle alt sınırın gözetilmesi gerektiği belirtilerek adli para cezasının alt sınırdan 5 gün ve 80 TL olarak tayin edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri: TCK'nın 155/2, 62/1, 52/2 ve 51/1, 5320 sayılı Kanun'un 8/1, 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. madde.
23. Ceza Dairesi 2015/8739 E. , 2016/6055 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 62/1, 52/2, 51/1 maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası, erteleme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, mülkiyeti katılana ait bulunan CNC tezgâhı ve aksesuarlarını finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığı ve kullandığı, sözleşmede belirlenen ödemeleri zamanında yapmadığı için sözleşmenin fesih edildiği, sanığın teslim etmesi gereken bu malları katılana iade etmediği ve kullanmaya devam etmek suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda, Sanık savunması, katılanın yazılı beyanları ve dosya kapsamı itibariyle; sanığın finansal kiralama sözleşmesi konusu olan malları iade etmediği ve atılı suçun unsurlarının oluştuğu yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Finansal kiralama sözleşmesinin fesih edilmesi ve ihtara rağmen sanığın teslim aldığı malları katılana iade etmediği, bu nedenle İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davada da (09.12.2009 tarih, 2009/555 E., 2009/791 K. sayılı) davanın kabulü ile malların katılana iadesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz istemlerinin reddine, Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde
mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla 30 gün", "25 gün" ve "500" TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", "4 gün" ve "80TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.