13. Hukuk Dairesi 2014/14113 E. , 2014/29237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... İcra Müdürlüğünün 2009/15118 sayılı takip dosyasında davalıların vekili olarak hizmet vermesine rağmen vekalet ücretinin ödenmemesi üzerine takip başlattığını, davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, mezkur icra dosyasında vekil olarak görev yapan avukatın kendi isteği üzerine azledildiğini, davacının dosyayı devraldığını, ilk avukatın da haksız azil iddiasıyla takip başlattığını ve vekalet ücretinin tümünü aldığını, davacının talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1216 esas sayılı takip dosyasında borçlu nun itirazının kısmen iptaline, takibin 6.321,77 TL asıl alacak üzerinden devamına 435,63 TL"lik kısım için takibin iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, karar davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davalının yerinde olmayan tüm ve davacının da aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekalet ücreti alacağı yönünden başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı isteminin reddine hükmedilmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 3. fıkrasındaki "Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına" şeklindeki cümlenin hükümden çıkarılarak yerine "Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 321,78 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, 110,00 TL harcın davacıya iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.